“Sağlığın hastalanmasına izin vermeyelim”
“Sosyolojik bir rahatsızlığın da göstergesi olan ‘sağlıkta şiddet’ sorununu çözmek zorundayız”
“Sağlığı ‘ticari bir sektör’ görme anlayışının gözden geçirilmesi gerekiyor”
“Gözetilmesi gereken asıl ilke ‘insan hayatının ticaretle bağlantısı olmayacağı’ ilkesidir”
Türk Nöroloji Derneği(TND), “14 Mart Tıp Bayramı” nedeniyle açıklama yaptı. Açıklamada, “14 Mart Tıp Bayramı”nın coşkuyla kutlanması gerekirken, mevcut sorunların ağırlaştığı ve sisteme yeni sorunların eklendiği bir dönemden geçildiği için ‘buruk’ kutlandığı belirtilerek, “En hayati konu olan sağlığın hastalanmasına daha fazla izin vermeyelim” denildi.
Sağlığı ‘ticari bir sektör’ görme anlayışının gözden geçirilmesi istenen açıklamada, aynı zamanda sosyolojik bir rahatsızlığın göstergesi olan ‘sağlıkta şiddet’ sorununun bir an önce çözülmesi gerektiği vurgulandı.
Türk Nöroloji Derneği tarafından “14 Mart Tıp Bayramı” nedeniyle yapılan açıklama şöyle:
“Tüm toplumlarda olduğu gibi Türkiye için de sağlık alanı hayati bir özellik taşımaktadır ve toplumların hem bugününü hem geleceğini doğrudan ilgilendiren birincil bir niteliğe sahiptir.
Son dönemde, sağlık sisteminin ‘ticari bir sektör’ anlayışına göre dizayn edilme çabaları, sistemde sürekli bir ‘yapma- vazgeçme’ diye özetleyebileceğimiz sık değişikliklere gidilmesi, sağlıkta şiddet olaylarının her geçen gün artması, biz hekimlerin endişelerini giderek artırdığı gibi, bazı kesimlerin aynı ticari anlayışla, ‘umut tacirliğine’ soyunması da kendi alanımızla ilgili sorunların arttığına işaret etmektedir.
Son yıllarda her 14 Mart günü, bir önceki yıldan daha fazla şiddet olaylarıyla karşılaşmaktayız. Günde an az 21 şiddet olayı ile karşılaştığımız düşünüldüğünde bu sorunu başta devlet olmak üzere her kesimin bu sorunu elbirliği ile çözme zorunluluğu aşikardır.
Bütün bu sorunların alınan karar ve uygulamaların toplumdaki tezahürü olduğu inancındayız… Özellikle, sağlığın ‘ticari bir sektör’ gibi görülme ve gösterilme anlayış ve uygulamalarının bir an önce gözden geçirilmesinde yarar vardır. Aynı şekilde hekimlere yönelik ‘performans sistemi’ ile sağlıktaki ‘taşeronlaşma’ sürecinin de ilgili tüm tarafların görüşlerine göre yeniden ele alınması ve ‘bireysel ve toplumsal sağlık’ kavramının gereği göz önüne alınarak, değiştirilmesi gerekmektedir. Bütün bu konularda, gözetilmesi gereken asıl ilke, ‘insan hayatının ticaretle bağlantısı’ olmayacağı ilkesi olmalıdır.
Sağlık çalışanları ve meslektaşlarımız adına coşkuyla kutlamamız gereken “14 Mart Tıp Bayramı”nı, var olan sorunların ağırlaştığı, sisteme yeni sorunların eklendiği bir dönemden geçtiğimiz için buruk düşüncelerle kutluyoruz. Ancak umudumuzu kaybetmiş değiliz. Bu ülkede sağlığın daha fazla hastalanmasına izin verilmediği yıllar göreceğimiz umudunu koruyor, bundan sonraki yıllarda 14 Mart Günü’nün ‘bireysel ve toplumsal sağlığın yüceltilerek’, ‘daha büyük coşkuyla’ kutlanmasını diliyoruz.”