Türk deri sektörü artık krizlere kafa tutuyor

Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜDİS) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya çapında markalaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türk deri sektörünün, birçok ülkeyi etkisi altına alan ekonomik kriz söylemlerine karşın bu yılın ilk 3 ayını beklentilerin üstünde bir ihracat artışıyla bitirdiğini söyledi.

 

Türk deri sektörü,  “kaliteli tasarımlarla” dünyada milyonlarca insana ulaşıyor

Deri sektörü, 2023 yılı hedeflerine, altyapısını güçlendirerek ulaşacak

 

2012 yılının ilk çeyreği sektör açısından nasıl geçti? Öncü göstergeler değerlendirildiğinde bu yıl sonu için ihracat bazında sektörün ulaşmayı hedeflediği rakam nedir?

Dünya çapında markalaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türk deri sektörü, birçok ülkeyi esir alan ekonomik kriz söylemlerine karşın,  2012 yılının ilk 3 ayını beklentilerin üstünde bir ihracat artışıyla bitirmeyi başardı.  2011 yılı Ocak-Mart döneminde 303.3 milyon dolar olan Türk deri sektörü ihracatı,  2012 yılının aynı döneminde yüzde 14’lük artışla 345.8 milyon dolara ulaştı. Sektörün tek başarısı, ihracat rakamlarındaki artışla da sınırlı değil.

“İhracat pazarlarını çeşitlendirelim” söylemi, Türk deri sektörünün aktörleri tarafından başarıyla pratiğe dönüştürülmüş durumda. Sektörümüzün ihracat yaptığı ülkeler arasında,  Avrupa ülkelerinin yanısıra Çin, Hong-Kong gibi yükselen pazarlar da,  ABD gibi dünya devleri de yer alıyor. Bir başka deyişle Türk deri sektörü,  şu anda dünyanın dört bir yanında milyonlarca insana “kaliteli” tasarımlarıyla hizmet götürüyor.  Şu ana kadarki gelişme ve göstergeler, 2012 yılı için öngörülen 1.6 milyar dolarlık ihracat hedefinin de ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.

Bu yıl Euro Bölgesi’ndeki borç krizi nedeniyle bu bölgeye olan ihracatımızda daralma beklenmektedir. Bu durum Türkiye’nin bölgeye olan deri ihracatını nasıl etkileyecektir?

2009 yılından bu yana dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz, bugüne kadar sağlam ekonomileriyle dikkat çeken Avrupa Birliği ülkelerini vurdu.  Buna karşın 1998 yılındaki Rusya Krizi’ni derinden hisseden Türk deri sektörü,  98 krizinden edindiği tecrübe ve birikimle;  2011 yılı gibi ülkelerin iflaslarının tartışıldığı zor bir dönemi arkasında bırakmayı başardı.  Sektörümüz artık adeta krizlere kafa tutarak, ihracat rakamlarını yükseltiyor, hedef çıtasını daha da yukarıya taşıyor. 2011 yılında Avrupa Birliği ülkelerine, toplam ihracatının yüzde 43’ünü yapan sektör, 2012 yılında da bu rakamı yukarı doğru çekmeyi öngörüyor. 2011 yılı için 616 milyon dolar olan AB ülkelerine deri sektörü ihracatımızın, 2012 yılında ise yüzde 10’luk artışla 670 milyon dolara çıkması bekleniyor. Yılın ilk çeyrek verileri de, bu rakamın gerçekleşmesi umudunu artıyor.

Söz konusu kriz nedeniyle önümüzdeki süreçte Asya-Pasifik ülkelerine ihracatın önemi daha da artacaktır. Türkiye’nin bu ülkelere ihracatına ilişkin olarak önümüzdeki dönemde nasıl gelişmeler yaşanabilir?

Asya Okyanusya Ülkeleri, sektörümüzün dünyaya açılma ve ihracat pazarını çeşitlendirme çalışmalarında önemli bir yer tutuyor. Dünyanın yükselen yeni pazarlarını bünyesinde barındıran Asya Okyanusya ülkelerine, 2011 yılında sektörümüz aktörleri tarafından yaklaşık 121 milyon dolarlık ihracat yapıldı. 2012 yılında da bu rakamın artarak devam edeceğini tahmin ediyoruz. Bu ülkeler, ihracat potansiyelimizin çok yüksek olduğu bir bölgede bulunuyor ve Türk deri sektörünün yıllara dayanan tecrübesi,  çevreye duyarlı üretimi, modaya yön veren kaliteli ürünleri; bu bölgede sektörümüzün kalıcı olacağını gösteriyor. Ekonomi yönetimimizin de katkılarıyla, bu bölgede katedeceğimiz daha çok yolumuz olduğunu düşünüyoruz.

Geçen yıl itibarıyla dünyanın önemli deri üreticilerinden Çin’e 43 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiği bilinmektedir. 2012 sonu itibarıyla bu ülkeye ihracatın artmasına yönelik bir beklenti var mıdır? Söz konusu artışın hangi oranlarda olması beklenmektedir? Çin pazarı uzun vadede deri ihracatına nasıl bir katkı sağlayacaktır?

2011 yılı içerisinde Çin’e, 43 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2012 yılının ilk çeyrek rakamlarına göre, sektörümüzün bu yıl Çin’e yapacağı ihracat 48-50 milyon dolar aralığına kadar çıkacak. Bu artış hiç kuşkusuz ki, Çin’in geçirdiği ekonomik değişimle yakından ilgili. Çin’de yaşanan ekonomik dönüşüm sonucu hızla büyüyen orta sınıf, kaliteli ürünü keşfetti ve ne mutlu bize ki tercihlerini Türk derisinden yana kullandılar. Özellikle işlenmiş deri üreticilerimiz için giderek önemli bir pazar haline Çin,  bizim için fırsatlarla dolu. 12. yüzyıldan bu yana Anadolu topraklarında hayat bulan dericiliğin ana üretim merkezi olan Türk tabakhaneleri, Çin’deki fırsatları başarı rakamlarına dönüştürebilmek için çalışmalarını da başlatmış durumda.

Türkiye 2023 hedefleri çerçevesinde toplamda 500 milyar dolarlık bir ihracat tutarını hedeflemektedir. Deri sektörünün 2023 için hedeflediği bir ihracat tutarı var mıdır? 

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına denk gelen 2023 yılı ihracat hedefi, 500 milyar dolar olarak belirlenmiş durumda. İhracatın giderek önemli aktörlerinden biri haline gelen deri sektörü ise bu rakamın 5 milyar dolarlık bölümünü karşılamayı öngörüyor.  Bugüne kadar çevresel duyarlılık anlamında çok yol alan, kaliteli üretimleriyle de dünya çapında adından bahsettirmeye başlayan deri sektörü, bu hedefe altyapısını güçlendirerek ulaşmayı planlıyor. Altyapı çalışmaları kapsamında “AR-GE yatırımlarının artırılması, markalaşma- tanıtım çalışmalarına hız kazandırılması, yeni teknolojilerin sektöre adapte edilmesi” kısa ve orta vadede firmalarımızın gündemine alacağı çalışmalar olacaktır.

Türk deri sektörünün dünyadaki yeri hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?   Sektörün dünyadaki pazar payını artırmaya yönelik makro düzeyde çalışmalar var mıdır? Türk derisinin dünyada daha fazla talep görmesine yönelik sendikanızın çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Ekonomideki rolü 1970’li yıllardan bu yana giderek artan Türk Deri Sektörü, geldiği nokta itibariyle dünya çapında üretim yapıyor.  Buna karşın sektörün tanıtımı ve markalaşmasına dönük çabaların artırılması gerekiyor. Bu bilinçle 2005 yılından bu yana Türk Derisinin tanıtım ve pazarlama çalışmaları, sektör aktörlerinin desteği ile kurulmuş olan Deri Tanıtım Grubu tarafından yürütülüyor.

Deri Tanıtım Grubu, Türkiye’ye gelen turistlere, iç pazara yönelik tanıtım kampanyaları ve faaliyetlerini yürütürken; başta ABD olmak üzere dünyadaki pazar payımızın artırılması için de kalıcı faaliyetler gerçekleştiriyor. Dünyada Türk derisi imajının oluşturulması için çaba sarfeden grup,  birçok fuar, toplantı, seminerde “Türk derisinin” de hak ettiği gibi temsil edilmesini sağlıyor.

Bunun son örneği de geçtiğimiz Mart ayında Hong Kong’da gerçekleşen Asya Pasifik Deri Fuarı’nda yaşandı.  Hong Kong’ta her yıl düzenlenen ve sektörün en önemli alıcılarıyla satıcılarını buluşturan fuara, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) ve Deri Tanıtım Grubu (DTG) öncülüğünde birçok Türk firması katılırken; firmalarımız sektörümüzün kalitenin, yanı sıra tasarımdaki iddiasını da ortaya koydu ve fuarın ilgi odağının Türkiye olmasını sağladı.  Sendikamız da, Türk derisinin kalitesini, üretim koşullarını iyileştiren; hem iç piyasada hem de dış piyasada tanınırlığını artıran her türlü çalışmaya bugüne kadar olduğu gibi,  bundan sonra da destek olmaya devam edecektir.

Son olarak bu yıl iç pazar açısından sektörde nasıl bir hareketlilik beklenmektedir? İç ticaret hacminin yıl sonunda hangi rakamlara ulaşması hedefleniyor?

Avrupa’daki ekonomik krizin 2012 yılında da süreceği varsayımı, tüm sektörleri temkinli hareket etmeye yöneltiyor.  Ekonomi yönetimimiz de bu temkinlilik çerçevesinde, 2012 yılı için yumuşak iniş senaryosu hazırladı ve resmi büyüme tahminini yüzde 4 olarak belirledi. Bunun yanı sıra ülkemizin içinde bulunduğu bölgede yaşanan belirsizlikler, Suriye ve İran’la ilgili gelişmeler, büyümenin bir yan etkisi niteliğinde olan cari açık sorunumuz da; temkinli gitmenin gerekliliğini artıran unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak tüm bu gri alanlara karşın, yatırımları artırmaya yönelik yeni bir teşvik sistemi geçtiğimiz günlerde açıklandı. Diğer birçok sektör gibi biz de yeni teşvik sisteminin detaylarının netleştirilmesinin; Türk ekonomisine daha çok istihdam ve yatırım olarak döneceği kanaatini taşıyoruz.