TÜDİS Başkanı ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner: “Deri sektörü, pazar çeşitlendirmesinde örnek sektör”

TÜDİS BAŞKANI VE UYGUNER DERİ PAZARLAMA YÖNETİM KURULU BAŞKANI BURAK UYGUNER’İN ANADOLU AJANSI MUHABİRİ ERDAL ÇELİKEL’E YAPTIĞI AÇIKLAMA:

TÜDİS Başkanı ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı

Burak Uyguner:

“Deri sektörü, pazar çeşitlendirmesinde örnek sektör”

Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜDİS) ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner, 2013 yılı ihracat verilerini AA’ya değerlendirdi. Yüzde 16,4’lük artışın önemli bir başarı olduğuna dikkat çeken Burak Uyguner, “Deri sektörü, ihracatta pazar çeşitlendirmesi konusunda örnek bir sektör oldu” dedi.

Burak Uyguner’in 2013 yılına ait TİM kaynaklı deri ve deri mamulleri ihracat rakamlarıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:

Deri sektörü ihracatı 2009 yılında 1 milyar doların altına inmişti. Küresel krizin etkisi ile böyle bir düşüş yaşandı Ancak 2010 yılından sonra hem ihracat rakamlarının arttığını hem de pazar ülkelerin çeşitlendiğini görüyoruz. 2013 yılı bu gelişmelerin netleştiği bir yıl oldu. 2 milyar dolara yakın ihracat ve bir önceki yıla oranla yüzde 16,4, 2011 yılına göre bakıldığında ise yüzde 32’lik artış, bugünkü dünya konjonktüründe önemli bir başarı olarak kabul edilmeli. Özellikle Avrupa’daki krizin derinleşmesiyle birlikte bizim için önemli bir pazar olan AB ülkelerine ihracatın düşme ihtimali çok yüksekti. Ancak Almanya ve İtalya gibi ülkelere yapılan ihracat geçen yıl da artış gösterdi. Sonuçta deri sektörü önemli bir başarı yakaladı. 2023 yılı hedefimiz 5 milyar dolar.  2013 yılı verileri bu rakamın bir hayal olmadığını kanıtladı. Bunun yanı sıra ülke ihracatındaki payımızda yüzde 1 den, yüzde 1,3 e yükseldi. İhracat artışı ile birlikte payımızın da artması sektörün geleceği açısından olumlu bir işarettir.

Gelinen noktada Almanya ve İtalya başta olmak üzere AB ülkelerinde olduğu kadar Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Hong Kong’a ihracatımızda da önemli artışlar elde ettik. Rusya pazarı ise yüzde 26,7’lik payla bizim için çok önemli bir pazar haline geldi.

Şu anda Türk Deri Sektörü, 200’e yakın ülkede varlığını sürdürüyor. Bundan sonra bizim için önemli olan iç pazarında yeterli talep gözlenen ülkelere ihracatımızı artırmak olacaktır. Hem pazar çeşitlemesi hem de düşük düzeydeki ihracatı artırma çabalarının semeresi 2013 yılında nasıl alındıysa, 2014 yılında da alınacaktır. Bu gelişmelerle, deri sektörünün pazar çeşitlendirilmesine ilişkin olarak diğer sektörlere de örnek olduğunu düşünüyorum.

Kayıt dışı ve yerli ham madde sorunlarına rağmen sektörümüz, ihracatta yüzde 16,4 gibi bir artışı yakalıyorsa bu sorunların çözülmesi halinde bu rakamların ikiye hatta üçe katlanacağına inanıyorum.  Yüzde 16,4’lük artışı çıta olarak düşünürsek, 2014 ve sonrası yıllarda bu çıtayı çok daha yükseklere çıkarmalıyız. Teşvikler, fuarlara katılım,  pazar araştırmaları konusunda sektörün çok önemli sorunu olduğunu düşünmüyorum.

Türkiye’de kayıt dışı kesim sorunu sektörümüz için büyük risk oluşturuyor. Büyük kesimhanelerin devreye girmesi ve kayıt dışı kesimin önlenmesi sektör ve ihracatı için gerçekten hayati önem taşıyor. Ham deri azlığının giderilmesi Türkiye için önemli olan alt sektör çeşitlendirilmesine de olumlu etki yapacaktır. Türkiye’nin yarı mamul deri yerine katma değeri yüksek ürünler olan nihai ürün ihracatını artırmaya çalışması ise deri sektörünün temel ihracat stratejisi olmalıdır.

Deri sektörü bu koşullarda bile Türkiye ihracatının yüzde 1,3’ünü oluşturuyorsa, kayıt dışı ve ham madde problemlerinin çözülmesi halinde, bu payını da rahatlıkla artırabilecektir. Kayıt dışılığın önlenmesi, nitelikli işgücü yetiştirilmesi ve sektörün yurtdışı tecrübe ve birikimlerinin birleşmesi durumunda Türkiye’nin dünya deri sektörünün büyük oyuncuları arasında olmaması için hiçbir neden yok. Nitelikli işgücü yurtdışında da deri ustası getirilerek oluşturulabilir. Dünyadaki konjonktür şu anda buna çok uygun. Böylece Türk deri sektörü gerçekte İtalya ile n boy ölçüşebilir hale gelecektir. Önemli olan kalitesi ve tasarımlarıyla dünya çapında bir marka ürünler yaratabilmek ve katma değeri yüksek ürünlerle ihracat yapabilmektir.

Bu durumda Uzakdoğu pazarlarındaki payımızın yükselmesi mümkün olacaktır. Birkaç yıl önce Uzakdoğu pazarlarında Türk derisinin bu kadar pay alacağı söylense kimse inanmazdı ancak şimdi bakıyoruz,  Çin bizim için önemli artık önemli bir pazar… Hatta geçen yıla göre neredeyse iki kat ihracat artışı gerçekleştirilmiş durumda. Hong Kong ve Güney Kore ise çok büyük gelecek vadediyor.