“Asgari Ücrette Yapılacak Artış İşverene İlave Maliyet Getirmemeli”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) asgari ücrette yapılacak artışla ilgili açıklama yaptı. TİSK’in açıklamasında ‘asgari ücretle ilgili yapılacak artışın son iki seçim sürecinde siyasi partilerin en fazla gündem yaratan konularından biri’ olduğu belirtilerek; “Bu konudaki itirazımız, işçinin eline geçen net asgari ücretin artışına değil, yapılacak artışın işletmeler üzerine getirmesi muhtemel ilave yüklere ve bunun rekabetçiliğimize olan etkisinedir. Bu çerçevede, SGK primi, gelir vergisi, işsizlik sigortası primi gibi konularda yapılacak düzenlemeler ile hâlihazırda OECD ortalamasına göre yaklaşık 10 puan yüksek olan işgücü maliyeti üzerindeki istihdam vergilerinin azaltılması suretiyle bu artışın dengelenmesini önermekteyiz” denildi.
Asgari ücret seviyesinde yapılacak artış maliyetinin işverenlere yansıtılmasının, ‘bir domino etkisi yaratarak ücretler genel seviyesinin hızla yükselmesine ve böylece rekabet gücüne zarar vermenin yanı sıra, kayıt dışının büyümesi, istihdama, enflasyona ve ihracata olumsuz etki yapması gibi pek çok riski işaret ettiği kaydedilen bültende “ Özellikle KOBİ’lerde işsizlik ile yatırım ve büyüme planlarının ertelenmesi gibi sorunlara dikkat çekmek isteriz” ifadeleri yer aldı.
TİSK’ten yapılan konuyla ilgili açıklamada şunlar kaydedildi:
“Asgari ücrette yapılacak artış, son iki seçim sürecinde siyasi partilerin seçim bildirgelerinde en fazla gündem yaratan konulardan biri olmuştur.
Çalışanlarımızın daha iyi ve huzurlu yaşam koşullarına sahip olması ve bunların sosyo-ekonomik hedef ve dengeler paralelinde geliştirilmesi, TİSK’in öncelikli hedeflerinden biridir. Zira huzurlu ve verimli işyerleri tesis etmek ancak mutlu çalışanlar ile mümkün olabilir.
Ülkemiz iş dünyasının sürdürülebilir büyüme hedefini gerçekleştirmesi yolunda istihdam, ihracat ve katma değerli üretim önceliklerini tesis edebilmesinin en önemli koşulu rekabetçi gücünü koruyabilmesidir. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015-2016 Küresel Rekabet Gücü Raporu’na göre dünyada rekabet gücü açısından 2012’de 43’üncü, 2013’de 44’üncü, 2014’de 45’inci olan Türkiye ekonomisi 2015’te 6 sıra birden gerileyerek 51’inciliğe inmiştir.
Durum böyle iken, asgari ücret seviyesinde yapılacak artış maliyetinin işverenlere yansıtılması adeta bir domino etkisi yaratarak ücretler genel seviyesinin hızla yükselmesine ve böylece rekabet gücümüze zarar vermenin yanı sıra, kayıt dışının büyümesi, istihdama, enflasyona ve ihracata olumsuz etki yapması gibi pek çok riske işaret etmektedir. Özellikle KOBİ’lerde işsizlik ile yatırım ve büyüme planlarının ertelenmesi gibi sorunlara dikkat çekmek isteriz.
Ayrıca işverenlerin maliyeti salt asgari ücret nedeni ile değil, kıdem tazminatı, SGK primleri, işsizlik sigortası primleri, ikramiyeler vb. artışlara yansımaları dolayısıyla da yükselecektir. Özellikle toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerleri daha da ağır yüklerin altına itilecektir. (Asgari ücretin etkilediği alanların listesi aşağıda sunulmuştur).
Mevzuatımıza göre asgari ücret; işçi, işveren ve kamu kesimi temsilcilerinden oluşan Komisyon tarafından saptanmaktadır. TİSK olarak, Komisyon kararlarını her zaman saygıyla karşıladık; gerektiği durumlarda kararların ülkemizde yaratabileceği muhtemel sorunları da dile getirdik. Dolayısıyla asgari ücret artış yükünün işletmelere yansıtılması durumunda yaratabileceği sorunları Hükümetimizin, işçi kesiminin ve kamuoyunun dikkatine sunmayı görev bilmekteyiz.
Bu konudaki itirazımız, işçinin eline geçen net asgari ücretin artışına değil, yapılacak artışın işletmeler üzerine getirmesi muhtemel ilave yüklere ve bunun rekabetçiliğimize olan etkisinedir. Bu çerçevede, SGK primi, gelir vergisi, işsizlik sigortası primi gibi konularda yapılacak düzenlemeler ile halihazırda OECD ortalamasına göre yaklaşık 10 puan yüksek olan işgücü maliyeti üzerindeki istihdam vergilerinin azaltılması suretiyle bu artışın dengelenmesini önermekteyiz.
Toplu iş sözleşmesi uygulayan ve uygulamayan işyerleri arasındaki haksız rekabetin önlenmesi amacıyla, toplu iş sözleşmeleri gereğince işçilere ödenen ikramiye ve ücret benzeri ödemelerin de kamu görevlilerinde olduğu gibi asgari ücret içerisinde sayılması da önerilerimiz arasında yer almaktadır.
Saygılarımızla…