GUİNNESS’E GİREN SATRANÇ KOLEKSİYONUNUN ARTIK MÜZESİ VAR
GDN AKIN GÖKYAY’IN 40 YILLIK SATRANÇ TUTKUSU ‘TÜRKİYE’NİN İLK SATRANÇ MÜZESİ’NE DÖNÜŞTÜ
“Dünyanın En Büyük Satranç Koleksiyonu”na sahip, Türk Rotaryenlerinin önde gelen isimlerinden işadamı Akın Gökyay, hobiden tutkuya uzanan 40 yıllık satranç yolculuğunu Ankara’da müzeye dönüştürdü.
GDG Gökyay’ın 1975 yılından bu yana 6 kıtada 103 ülkeden toplanan, Guinness Rekorlar Kitabı’na giren 412 satranç takımı ile birlikte toplam 549 satranç takımın sergilendiği müze, Ankara’nın başkent oluşunun yıldönümünde kapılarını açtı. Müze, gezenleri dünya yolculuğuna çıkarırken, satranç kurslarına, eğlenceli buluşmalara da ev sahipliği yapıyor. Müzenin açılışından sonra Gökyay Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Akın Gökyay ile bir araya geldik… Sizin için sorduk…
İçimizden biri Guvernör Akın Gökyay, Ankara’ya başkent oluşunun 92. Yıldönümünde, dünyanın en büyük satranç müzelerinden birini armağan etti. 40 yıllık satranç hobisini tutkuya çeviren Gökyay, bu tutkunun meyvesi olan 549 nadide satranç takımını Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’nde sergiliyor. Modern müzeciliğin önemli örneklerinden biri olan müze, ziyaretçilerini dünya yolculuğuna çıkarırken, satrançseverlerin ve özel organizasyonların da buluşma noktası olmaya aday.
Guinness tescilli “Dünyanın En Büyük Satranç Koleksiyonu”na sahip Akın Gökyay’ın 40 yıldır biriktirdiği 549 özel satranç takımının yer aldığı müze, Türkiye’nin ilk satranç müzesi. Dünyanın en büyük satranç müzeleri arasında yer alan müzede, Amerika’dan Endonezya’ya, Tanzanya’dan Türkmenistan’a, Kırgızistan’dan İtalya’ya, Fransa’dan Yeni Zelanda’ya, Şili’den Madagaskar’a kadar 103 ülkeden toplanan satranç takımları ile dünyaya yön veren olayların tasvirlerini de görmek mümkün.
Satranç takımlarına olan merakını 2012 yılında dergimize taşıdığımız GDN Akın Gökyay için satrancı tutkuya çeviren süreç, 1975 yılında yaptığı bir iş seyahatinde başlamış. Vitrinde gördüğü bir satranç takımını almak isteyen Gökyay, Milano’da 3 günlük bir bekleyişin ardından bu isteğini gerçekleştirebilmiş. Satranç Müzesi’nde sergilenen bu takımdan sonra Gökyay, ortakları arasında yer aldığı Nurus A.Ş ve Rotary’deki uluslararası görevleri nedeniyle yaptığı seyahatlerinin bir bölümünü dünyanın en eski bilgelik oyunu olan satranç takımlarını toplamaya ayırmış. 2012 yılında 412 satranç takımı ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girerek “dünyanın en büyük satranç koleksiyoneri” olarak tescillenen Gökyay’ın bugün koleksiyonunda yer alan satranç takımlarının sayısı 549 parçaya ulaştı. Koleksiyonuna her gün yenilerini ekleyen Gökyay, Guinness’e tekrar başvurma ve bu rekoru kimseye bırakmama niyetinde.
HAZİNE DEĞERİNDE BİR MÜZE
Halen seyahat ederek satranç takımlarını çoğaltmaya devam eden Gökyay’ın koleksiyonu bir hazine niteliğinde. Ülkelere özgü madenden, taştan, ağaçtan, metalden, balık kemiğinden, mermerden, sabuntaşından, keçeden, kristalden, camdan, mermer tozu ile polyesterin karışımından yapılan döküm satrançlar alındıkları bölgelerin kültürlerini yansıtıyor. Uçakla ya da zarar görmemeleri için daha çok gemi yolculuklarıyla Türkiye’ye getirilen satranç takımları arasında herkesin ilgisini çekecek parçalar yer alıyor. 11 Eylül’den Çanakkale Zaferi’ne, Türklerin Ergenekon’dan çıkışını anlatan Kazakistan’dan alınmış satranç takımından Tanzanya, Kenya, Mozambik, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi Afrika kıtasındaki pek çok ülkeden alınmış el yapımı ve yerel özellikleri taşıyan rengarenk satranç takımlarına, Osmanlı Padişahlarının oynadığı ve aslı Topkapı Sarayı’nda sergilenen satranç takımının az sayıdaki replikasından LasVegas’tan alınmış kumar aletlerinin minyatürlerinden oluşan satranç takımına, Harry Potter, Şirinler, Red Kit, Yüzüklerin Efendisi karakterlerinden oluşan satranç takımlarından devlet başkanlarının yer aldığı satranç takımlarına, Osmanlıların, Selçukluların zamanında yapılan savaşları konu alan satranç takımlarından Atatürk’ün tedavi gördüğü kaplıcası ile ünlü Karlsbad (Karlovy Vary)’dan alınmış koleksiyonun en büyük parçasını oluşturan satranç takımına kadar her biri ayrı bir hikaye anlatan sayısız satranç takımı müzede ziyaretçilerini bekliyor.
YAŞAYAN BİR MÜZE
Bir ömrü kaplayan tutkunun eseri olan ve başkentin müzeler bölgesi olarak da bilinen tarihi semtlerinden Hamamönü’nde yer alan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, geleneksel “Ankara Evi” konseptli mimarisiyle nostaljik bir yolculuğu da içinde barındırıyor. Modern müzecilik anlayışının güzel örnekleri arasında yer alan müze, eğitimden iş dünyası organizasyonlarına, toplantılardan seminerlere, sergilerden dinletilere kadar çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Dünyada geleneksel müzeciliğin yerini çağdaş anlayışla yönetilen yaşayan müzelere bıraktığını belirten Akın Gökyay, “Bu yeni trendin güzel bir örneği olan müzemizi, iletişim kuran, eğitme ve öğretme esasını içeren, etkin, dinamik, etkileşimci, katılımcı, zamanın ruhuna uygun bir müze olarak nitelendirebiliriz. Biz müze ziyaretçisinden müze kullanıcısına doğru gelişen bir anlayışı geliştirmeye çalışıyoruz” diyor.
HEDEF DÜNYA MARKASI YAPMAK
“Müzemizin muhteşem bir atmosferi var. Sunduğumuz hizmetlerle Ankara’da müzeciliğe yeni bir soluk getiriyoruz. Burası yaşayan bir müze. Bambaşka dünyalara yolculuk etmek isteyen, sosyal buluşmalar, özel organizasyonlar düşünen herkes için renkli seçeneklerimiz var. Müze ziyaretçilerimizi müze kullanıcısı haline getirme anlayışı ile hareket ediyoruz. Müzemizi uluslararası platformda da tanıtmak ve bir dünya markası yapmak istiyoruz” şeklinde konuşan Akın Gökyay, “Çok kısa bir süre önce açılan müzemize hem yerli, hem yabancı ziyaretçilerimizin ilgisi çok büyük. Kamuoyunun çok yakından tanıdığı sayısız isim de ziyaretçilerimiz arasında. Ayrıca okullardan da yoğun ziyaret talebi var. Tüm talepleri karşılayabilmek için randevu sistemiyle çalışmaya başladık. Ziyaretçilerimizin kapıdan adım attığı andan itibaren yaşadıkları şaşkınlık özellikle çocukların mutlulukları yıllar süren çabamın boşa gitmediğini gösteriyor. Müzemiz, satranç severlerin ve renkli etkinliklerin adresi olacak gözüküyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
NEDEN SATRANÇ?
“Neden satranç” sorusuna “Satranç strateji oyunudur, analitik düşünebilmek demektir. Analitik düşünebilen, iyi bir stratejiye sahip olanlar bugünü ve geleceği doğru planlayabilir. Özellikle gençlere, politikacılara, iş adamlarına satranç öğrenmeyi tavsiye ediyorum. Çünkü satranç başarının anahtarıdır” yanıtını veren Gökyay, satranç sporunu ve kültürünü daha çok insana ulaştırmak, gençler arasında yayılmasını sağlamak istediklerini ve bu amaçla vakıf kurduklarını da kaydediyor.
GDN Akın Gökyay’ın hobiden tutkuya, tutkudan Türkiye’nin ilk, dünyanın ise en büyük satranç müzelerinden birini kurmaya taşıyan ilginç satranç yolculuğunu Akın Gökyay’a sizin için sorduk, o da yanıtladı.
1) Satranca olan ilginizin hikayesi nedir? Satranç takımı koleksiyonu oluşturma fikri nasıl ve ne zaman doğdu?
Cebir ve geometri öğretmeni olan babam çok iyi bir satranç oyuncusuydu. Babamın yönlendirmesi ile erken yaşlarda satrançla tanıştım. 1950’li yıllarda ortaokul öğrencisi birinin satranç ile ilgilenmesi çok yaygın değildi. Sanki karşısında kendi ayarında bir rakip var gibi beni karşısına alır, saatlerce satranç oynardık. Daha sonralar iş seyahatlerim, Rotary’deki görevim ve eşimle birlikte seyahat etmeyi sevmemiz nedeniyle pek çok ülke gördüm. İlk satranç takımım, 1975 senesinde bir iş seyahati sırasında mağazaların kapanma saatinden sonra gördüğüm ve alabilmek için Milano’da 3 gün boyunca beklediğim çok başarılı bir tasarım ürünüydü. O takım aslında satranç yolculuğumun bir başlangıcı oldu. Önceleri tasarımlarını beğendiğim satranç takımlarının aynı zamanda ülkelerin kültürlerini, tarihlerini, örf ve adetlerini yansıttığını keşfetmem de heyecanımı tutkuya dönüştüren unsur oldu. Satranç, sadece bir zeka oyunu değil. Satranç takımları ülkelerin birbirlerini daha yakından tanımalarını sağlayarak dünya barışının sağlanmasında da rol oynuyor. Satrancı bir barış simgesi, kültürel bir olay olarak görüyorum. Eşimin de büyük teşvik ve desteği ile seyahatlerim sırasında dünyanın farklı ülkelerinden çok değişik satranç takımları bulduk ve böylece dünyanın en büyük satranç takımı koleksiyonunu, ardından da “Gökyay Vakfı Satranç Müzesi”ni ortaya çıkaran serüven başlamış oldu.
2) Dünyanın en büyüğü olan satranç koleksiyonunuz şu an müzede sergileniyor. Müze kurmaya nasıl karar verdiniz? Açılıştan sonraki süreçte müzecilik açısından deneyiminizi paylaşabilir misiniz?
Aslında bir satranç müzesi kurma fikri eşime ait. Ben de benden sonra koleksiyonun dağılmasını istemedim. Çünkü çok büyük bir emekle bir araya getirdik bu koleksiyonun parçalarını. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki de teşvik etti müze oluşumunu. Önce Gökay Satranç Spor ve Kültür Vakfı’nı kurduk. Vakfı kurmamızın iki temel amacı vardı; hem müzeyi ayakta tutmak hem de bu sporun özellikle de gençler arasında yaygınlaştırılmasını sağlamak. Zor ve yorucu bir süreçti aslında müzeye giden yol. Ama hepsinin üstesinden geldik ve Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümü olan 13 Ekim tarihinde müzenin açılışını yaptık. Bu süreçte eşim Birten Gökyay’ın emeği çok büyüktür. Müzemiz Türkiye’de ilk, dünya’da ise az sayıdaki örneklerden biri. Ankara’da Hamamönü’nde müzeler bölgesinde geleneksel “Ankara Evi” mimarisinde inşa edilen binasıyla ve Guiness’ten tescilli “dünya’nın en büyük satranç koleksiyonu” ünvanını taşıyan içeriğiyle satranç severlerle buluştu. 1008 metrekarelik bir alana sahip olan müzemizde çeşitli toplantılar ve organizasyonlar için çok amaçlı salonlarımız, ev sıcaklığında bir konfor sunan “Chaturanga” adlı kafemiz ve renkli hediyeler alabileceğiniz mağazamız da var. Muhteşem bir atmosferi olan müzemiz kısa zamanda hem yerli hem yabancı ziyaretçilerden çok büyük ilgi gördü. Ayrıca kamuoyunun çok yakından tanıdığı sayısız isim de ziyaretçilerimiz arasında. Ziyaretçilerimizin kapıdan adım attığı andan itibaren yaşadıkları şaşkınlık özellikle çocukların mutlulukları yıllar süren çabamın boşa gitmediğini gösteriyor. Her gün yoğun bir ziyaretçi kitlesi müzeyi ziyarete geliyor. Özellikle okulların büyük bir ilgisi var. Ülkenin farklı noktalarındaki okullardan gelen talepler için müzenin ziyaretçi trafiğine göre randevu veriyoruz. Bunun benim için olağanüstü bir deneyim ve mutluluk olduğunu söyleyebilirim. Bambaşka dünyalara yolculuk için herkesi müzemize bekliyoruz.
3) Şu anda müzede kaç satranç takımı bulunuyor? Sizin için özel bir anlam ifade eden bir satranç takımı var mı?
2012 yılında 412 satranç takımı ile “Dünyanın En Büyük Satranç Koleksiyoneri” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdim. Koleksiyonuma o yıldan beri birçok parça eklendi ve şu anda da tam 549 parça ile hala dünyanın en büyük satranç takımı koleksiyonu durumunda. Eklenen diğer parçalarla beraber yeni rekorun tescil edilmesi için Guiness’e tekrar başvuracağım. Koleksiyonumda Çanakkale Zaferi’ni anlatan bir satranç seti bulunuyor. Köklü Türk tarihinin altın sayfalarından biri olan Çanakkale Zaferi’ni anlatan bu satranç takımının bendeki yeri çok ayrıdır. Çanakkale Zaferi ile doğum günümün de aynı tarihte olması beni ayrıca mutlu ediyor. Kırgızistan’dan aldığım, Türklerin Ergenekon’dan çıkışını gösteren bir tarafın fildişi üzerine gümüş varaklı, diğer tarafın da yine fildişi üzerine altın varaklı olduğu satranç takımı da en beğendiklerim arasında. Bunların yanında koleksiyonda Kenya’dan Yeni Zelanda’ya, Mısır’dan Fransa’ya, İtalya’dan Azerbaycan’a kadar dünyanın dört bir yanından 40 yılda topladığım satranç takımları bulunuyor. Her bir satranç takımının ayrı bir öyküsü var. Müzeyi gezenler aslında satranç takımları ile masalsı etkileyici bir yolcuğun içinde buluyorlar kendilerini.
4) Müzede sunulan hizmetlerle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Dünyada geleneksel müzecilik yerini çağdaş anlayışla yönetilen yaşayan müzelere bıraktı. Bu açıdan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi bu yeni trendin güzel bir örneğini oluşturuyor. İletişim kuran, eğitme ve öğretme esasını içeren, etkin, dinamik, etkileşimci, katılımcı, zamanın ruhuna uygun bir müze Biz müze ziyaretçisinden müze kullanıcısına doğru gelişen bir anlayışı geliştirmeye çalışıyoruz.
Vakfımızda müzemiz yanında bir eğitim merkezi de yer alıyor. Temel, orta ve ileri seviyede eğitim kursları Ocak 2016’dan itibaren başlayacak. Hafta sonu ve hafta içi 10 kişi ve üzeri özel gruplara muhtelif seviyede özel satranç dersleri de verilecek. Müzemizde Türkiye Satranç Federasyonu’nun desteğiyle gerçekleşecek eğitim programlarının yanı sıra antrenörlük kursları da satranç meraklılarına sunacağımız hizmetler arasında. Satranç severler yine Ocak 2016’dan itibaren her ay Gökyay Vakfı Satranç Müze’sinde “Büyük Ustalarla Satranç” workshopları ile Grand Master’larla da bir araya gelme fırsatı bulacaklar. Türkiye’de satrancın gelişimine katkıda bulunacak daha başka birçok projeyi de hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Müzemizde şirketlere, kurumlara kurum içi iletişim, hizmet içi eğitim kapsamında özel içerikli organizasyonlar da hazırlayabiliyoruz. Özellikle iş dünyasına yönelik orta ve üst yönetimden oluşan ekiplere müzenin çok amaçlı salonlarında “Strateji Oyunu Olarak Satranç” eğitimleri, motivasyon, ekip ruhu oluşturma, stratejik düşünce içerikli renkli programlar oluşturulabiliyoruz. Sergilerden dinletilere kadar farklı konseptlerde çeşitli kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapmaya başladık.
‘Chaturanga’ adlı bir kafemiz var. İsmini Hindistan’da bulunan satrançla ilgili ilk yazılı belgelerdeki ilk isminden alan ‘Chaturanga Cafe’ taze kahve kokusu eşliğinde satranç oynamanın dışında kitap da okunabilecek bir mekan. Chaturanga’da grup toplantıları, brunch organizasyonları ve keyifli yemekli buluşmalar da gerçekleştirilebiliyor.
Müze Mağazasında da satranç temalı seçkin tasarım ürünlerinden ev ve ofis eşyalarına, satranç ile ilgili kitaplardan satranç takımlarına, çocuklara yönelik objelere kadar uzanan zengin ürün yelpazesi bulunuyor. Müzede sergilenen satranç takımlarının replikaları ve çeşitli temalarda hazırlanmış anı objeleri ile müze ziyaretçilerine anılarını sevdikleriyle paylaşma olanağı sunuyoruz. Çocuklara yönelik boyama setleri, önlükler ve yapbozlarla ise çocuklara satrancı tanıtmayı ve sevdirmeyi hedefliyoruz.
Bu noktada belirtmek gerekir ki; dünya’daki bütün müzeler sponsorluklar ve bağışçılar sayesinde hayatta kalıyor ve daha kapsamlı hizmetler sunma olanağına erişebiliyor. Biz de benzer bir durumdayız. Bu nedenle hem kültür sanat hem de spor olarak satrancı destekleyen sponsorlarımızla ve bağışçılarımızla yeni projeler geliştirmeyi çok önemsiyoruz. Bu konuda fikir geliştiren, destek ve katkı sağlamak isteyen herkese kapımız açık.
5) Satranç bir strateji oyunuysa iş dünyasında strateji ne anlama gelir? Sizce başarılı bir stratejinin tanımı nedir?
Satranç strateji oyunudur, analitik düşünebilmek demektir. Analitik düşünebilen, iyi bir stratejiye sahip olanlar bugünü ve geleceği doğru planlayabilir. Özellikle gençlere, politikacılara, iş adamlarına satranç öğrenmeyi bu yüzden tavsiye ediyorum. Çünkü satranç başarının anahtarı bence. İş hayatında satranç bilmenin yararını gördüm ben. İş adamı olarak hamleleri görmeniz lazım. İyi satranç oyuncuları yedi sekiz hamle sonrasını düşünüyor. İsmet Paşa çok iyi bir satranç oyuncusuymuş. Müzemizde onun satranç merakına da yer verdik. Rahmetlinin arkasından kafasında kırk tane tilki dolaşır, hiçbir tilkinin kuyruğu birbirine değmez denirmiş. Bence hem iş adamlarının hem politikacıların, herkesin bu yüzden biraz satranca bulaşması, bu kültürü yaşaması lazım. Satranç sporu ile biz aslında gerçek yaşamda da başarılı olabilmenin yollarını oluşturuyoruz. Disiplin, stratejik düşünce, zaman ve stres yönetimi hepsi bu oyunun içinde.
6) Günümüzde satranca olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gün geçtikçe satranca olan ilgi artıyor. Bu konuda Türkiye Satranç Federasyonu’nun da büyük katkıları ve çalışmaları var. Çeşitli organizasyonlarla, projelerle, yetişkinlere ve çocuklara yönelik satranç turnuvaları ile insanların satranca daha çok ilgi duymalarını teşvik ediyorlar. Ben satrancı birlik ve barış simgesi olarak görüyorum. Satranç vasıtasıyla insanlar lisan bilmeden saatlerce birlikte zaman geçirebiliyorlar. Gökyay Satranç Spor ve Kültür Vakfı’nı, bu nitelikli oyunun daha çok insana ulaşması için kurduk. Hedefimiz, çok yönlü düşünmeyi sağlayan bu sporun gençler arasında yayılmasını, ülkelerin kültür ve tarihini yansıtan bir enstrüman olduğunun anlatılmasını sağlamak. Satranç, milletlerin birbirlerini daha yakından tanıması, kültürel kaynaşmayı sağlaması açısından dünya barışına katkı sağlar. Satranç, savaşı simgeleyen bir spordan çok barışın oyunudur. Ülkemizde ve dünyada en çok barışa ihtiyaç duyuluyor. Bir satranç masası, dünyanın dört bir yanından insanları bir masanın etrafında buluşturur ve iletişim kurmalarını, birbirlerini anlamalarını sağlar. Gençlerimizi doğudan batıya mutlaka satrançla tanıştırmalı, onları barışın simgesinde birleştirmeliyiz. Gençlerin satranç öğrenmesini sağlıklı nesiller için çok önemsiyorum.