”Melez” görüntüleme hayat kurtarıyor.
Son bir yıldır kullanılmaya başlanan PET-MR ile nörolojik hastalıklar ortaya çıkmadan tespit edilebilecek.
Nükleer tıpta farklı sistemlerin bir arada kullanıldığı ”melez” yöntemler, erken tanıyla bir çok hastalığın tedavisine imkan tanıyor.
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seyfettin Ilgan, AA muhabirine, 4-8 Nisan tarihlerinde Antalya’da yapılacak 24. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi ve 1. Balkan Nükleer Tıp Kongresi’nde ele alınacak konularla ilgili açıklamalarda bulundu.
Ilgan, toplantıda, nükleer kardiyoloji alanındaki gelişmeler, hibrit görüntüleme, moleküler görüntülemenin bugünü ve geleceği, hastalıkları görüntülemede eğilimler, meme kanserinde görüntüleme sistemleri, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan nükleer tıp yöntemleri ve bu alandaki son gelişmelerin değerlendirileceğini belirtti.
Erken tanıya imkan veriyor
Nükleer tıbbın son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlığın temel unsurlarından biri haline geldiğini ifade eden Ilgan, ”Radyoaktif maddelerle hastalıkların tanı ve tedavisini gerçekleştiren nükleer tıbbın kullandığı, devrim niteliği taşıyan Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) başta olmak üzere her gün geliştirilen birçok yeni teknoloji, kalp hastalıklarından kansere kadar çok sayıda hastalıkta erken teşhis ve tedaviye imkan tanıyıp hayat kurtarıyor” diye konuştu.
Radyoaktif işaretli görüntüleme ajanları sayesinde, hastalıkların henüz anatomik bozukluk gelişmeden erken dönemde teşhis edilebildiğini anlatan Ilgan, şunları kaydetti:
”Bu yöntemlerle, Alzheimer gibi hastalıklar henüz klinik belirtiler ortaya çıkmadan tanınabiliyor veya epilepsiye neden olan odak, anatomik bir belirti olmadan lokalize edilebiliyor. Yine işaretli glukoz ile yapılan PET çalışmaları ile kalp kasının canlılığını belirlemek, kanserlerin erken tanı ve evrelemesini yapmak, bu hastalıkların tedaviye yanıtlarını değerlendirmek mümkün olabiliyor. Belli bir hedefe yönlendirilmiş radyoaktif tedavi ajanları ile başta tiroit kanserleri, zehirli guatr, bazı endokrin tümörler, eklem hastalıklarıve karaciğer tümörleri gibi birçok iyi ve kötü huylu hastalık tedavi edilebiliyor. Nükleer tıp, günümüzde onkolojik, ortopedik, böbrek, kalp ve akciğer hastalıklarının teşhis ve tedavisinde yaygın olarak tercih ediliyor.”
Melez sistemlerin avantajları
Nükleer Tıp alanında uzun yıllardır kullanılan sistemlerin, bilgisayarlı tomografi (BT) ve nükleer manyetik rezonans (NMR) gibi sistemlerle birleştirilmesi sonucu ”Hibrit” sistemler oluştuğunu ifade eden Ilgan, bu melez sistemlerin, her bir sistemin tek başına kullanılmasına kıyasla daha büyük avantajları olduğunu söyledi.
Bu sayede birçok hastalığın erken teşhis edilebildiğini bildiren Ilgan, şu bilgileri aktardı: ”Nükleer tıpta organ ya da dokulardaki işlev bozuklukları tespit edilerek tanı konur. Henüz anatomik değişiklikler ortaya çıkmadan hastalıklarınerken dönemde tanısı mümkündür. Oysa diğer yöntemlerde tanı ancak hasar oluştuktan sonra konulabilir. Hibrit sistemlerde her bir sistemin olumlu yanları tanı koymayı daha da kolaylaştırıyor. En yaygın hibrit sistemlerden biri PET ile tomografinin bir araya getirilmesidir. Daha çok nörolojik hastalıkların tanısında kullanılan MR’ın PET ile birleştirilmesi sonucu da yeni bir hibrit sistem oluşturuldu. Son bir yıldır kullanılmaya başlanan PET-MR ile nörolojik hastalıklar ortaya çıkmadan tespit edilebilecek.”
Ilgan, bu sistemin bazı Avrupa ülkelerinde kullanıldığını, henüz Türkiye’ye gelmediğini söyledi.