Nükleer Santraller Zirvesinde Akkuyu İçin Güvence

ROSATOM’DAN GÜVENCE

“RUS YAPIMI REAKTÖRLER DEPREMDE YIKILMAZ”

“400 TON UÇAK ÇARPMASINA DA DAYANIR”

NÜKLEER MÜHENDİS ADAYI COŞKUN KARADAŞ:

“TÜRKİYE’NİN İLK NÜKLEER SANTRALİNİN TÜRK MÜHENDİSLERİ OLARAK GÖREVE HAZIRIZ! İLK SANTRALİMİZ BİZE EMANET!”

Rus Devlet Şirketi Rosatom’un  yurtdışı nükleer yatırımlarından sorumlu şirketi Rosatom Overeas Başkan Yardımcısı Milko Kovachev, Rus tasarımı nükleer santrallerin depremde yıkılmayacağını, 400 tonluk bir uçak çarpmasına bile dayanıklı olduğunu söyledi. Türkiye’de “deprem riski” olduğunu hatırlatan Milko Kovachev, “Bu santrallerde son teknoloji kullanılıyor. Piyasada bulunabilecek en son güvenliği sahip teknolojiler kullanılıyor. Bir deprem olması durumunda bu santrallerde önemli bir değişiklik meydana gelmez. Spesifik binalar dayanır ve bina da yıkılmaz bu şekilde” dedi. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteğiyle, Nükleer Mühendisler Derneği ve Ticari Eşleştirme Derneği tarafından düzenlenen Akkuyu Nükleer A.Ş ve Rosatom’un sponsor olduğu “II. İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi” Cevahir Otel’de yapıldı. İki gün süren zirvede 3. nesil nükleer santral tasarımlarından AES-92 hakkında bir sunum yapan Rosatom Overeas Başkan Yardımcısı Milko Kovachev, Akkuyu’da kurulacak olan santralin bu sistemden daha güvenli olduğunu anlattı. Rus tasarım santrallerde güvenlik özellikleri hakkında bilgi veren Milko Kovachev, şunları anlattı:

“Rus tasarım yöntemi özellikle dış tehditlerde yada doğal afetlerde, özellikle deprem gibi doğal afetlerde şu şekildedir: kurulumlar bileşenlerin eselasyonları ve kurulumları genelde emniyetle alakalı olur ve yine bu bağlamda da 0.1 PCE baz alınır. Bu da son derece önemli bir özelliktir, tasarım esnasında bizim eklediğimiz bir özelliktir bu 0.41 g özelliği. Ve bu sayede de bu santrallerde önemli bir değişiklik meydana gelmez bir deprem olması durumunda. Ve spesifik bazı alanlara dayanır ve bina da yıkılmaz bu şekilde. Bu santrallerin tasarımları öyle bir yapılıyor ki, üzerlerine uçak düşmesi durumunda da dayanıklı olması gerekiyor. Yani 400 bin ton da olabilir bu uçağın ağırlığı, 5.7 tonluk küçük bir uçak da olabilir. Bunlara dayanıklı olarak yapılıyor.

SON TEKNOLOJİ, DİJİTAL SİSTEMLER

Bu santrallerde son teknoloji kullanılıyor. Piyasada bulunabilecek en son güvenliği sahip teknolojiler kullanılıyor. Diğer önemli bir özellik ise dijital sistemler özelliği. Bu tasarımlar çeşitli analog sistemlerle de ve yine yedekleme sistemlerle de destekleniyor. Savunma sektörü çeşitli ve güvenlik sistemleri de bu bağlamda çeşitli. Reaktifi kontrolünden başlıyor, soğutma radyoaktif materyalleri ve konfirmana kadar ilerliyor uzuyor.

VVER SANTRALLER ELEKTRİK GÜCÜ OLMADAN UZUN SÜRE SOĞUTMA YAPABİLİYOR

Tüm yeni VVER santralleri bunların her biri uzun vadeli soğutma sağlayabiliyor elektrik gücü olmadan ve sıcaklık boşaltımı gerçekleştirebiliyor. O yüzden burada primer başka bir güce ihtiyaç duymadan bunlar gerçekleştiriliyor. Hatta potansiyel belki çekirdekten erime kazalarından bile bunların koruma sağladığını söyleyebiliriz.”

Kovachev, AES-92 tasarımın Ürdün ve Lübnan’da tercih edildiğini, İran ve Hindistan’da kullanılmış bir santral olduğunu işaret ederek, tasarımın ayrıca 2014 yılında “yılın projesi” seçildiğini kaydetti.

AKKUYU’DA KURULACAK SANTRAL AES-92’NİN GELİŞMİŞ HALİ

Akkuyu’da kurulması planlanan VVER-1200 (AES 2006) reaktörü AES-91/92 tasarımlarının gelişmiş hali olarak biliniyor.

AKKUYU’NUN 2015 AJANDASI YOĞUN

Akkuyu Nükleer AŞ Lisanslama Sorumlusu Dmitrij Pokidysev, Akkuyu Nükleer Santrali için verimlilik ve güvenlik alanında Rus tecrübesini kullandıklarını belirterek, “4 üniteden oluşacak Akkuyu Nükleer Santralı 3 artı nesil uygulamasına göre son teknoloji ile ve tüm ileri güvenlik önemleri ile inşa edilecektir” dedi. Pokidysev, her ünitede VVER 1000 tipinin kullanıldığı Rusya’dan farklı olarak Akkuyu’da daha üstün ve ileri bir enerji sistemi teknolojisi kullanılacağını vurguladığı konuşmasında, Türkiye’deki çalışmalarında gelinen aşama konusunda şu bilgileri verdi:

“Akkuyu sahasında yaptığımız araştırmalar sonuçlandı teknik tasarımı da tamamlamış bulunuyoruz. Güvelik analiz raporu hazırlandı. Burada arazi parametrelerini araştırdık. Bu değerlendirme raporumuz onaylandı. Bu yıl önümüzde oldukça zor bir o kadar da önemli bir takvimimiz var.  TAEK’in saha araştırma raporlarımızı onaylaması ile birlikte bu yıl aynı zaman inşaat ruhsatlarını alacağız. Bu yılın Eylül ayında gecici inşaat ruhsatımızı TAEK’ten alamayı planlıyoruz. Reaktörün inşaatına ise 2017 yılında başlamayı hedefliyoruz.”

NÜKLEER SERÜVENİN İLK GERÇEK ÖYKÜLERİ…

Zirvede sunum yapan Rusya Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi MEPhI 3. sınıf öğrencisi Coşkun Karadaş, Türkiye’nin ilk nükleer santralinin Türk mühendisleri olarak yetiştirildiklerini söyledi. 1942 yılında kurulan MEPhI Üniversitesi’nin Moskova’da bulunan mühendislik alanında dünyaca ün yapmış devlet üniversitesi olduğunu vurgulayan Karadaş, proje kapsamında Rusya’da 600 Türk öğrencinin eğitilmesi planlandığını anlattı..

Türkiye’nin yaklaşık 50 yıldır süren nükleer enerji serüveni Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile gerçeğe dönüştüğünü ifade eden Karadaş, Erciyes Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği okurken karşısına bu fırsatın çıktığını belirterek, “İyi ki bu fırsatı değerlendirmişim; bugün Rusya’da eğitim kararı verdiğim için çok memnunum” dedi.

MEPhI’de Türkiye’den 250’yi aşkın öğrencinin eğitim gördüğünü, bu yıl da 80 öğrencinin daha eğitim için Rusya’ya gideceğini, yine bu yıl ilk defa 30 öğrencinin St. Petersburg Politeknik Devlet Üniversitesi’nde eğitim görme fırsatını yakalayacağını anlatan Karadaş, şunları söyledi:

“1 yıl hazırlıkla birlikte toplam 5,5 yıl uzmanlık eğitimi alıyoruz. 3. sınıftan itibaren yaz dönemlerinde uygulamalı stajımız var! Kendimizi şanslı hissediyoruz. Türkiye’nin kurulacak ilk nükleer santralinde çalışacak ilk Türk mühendisler olacağız ve bu bizi çok heyecanlandırıyor. Eğitim sürecimiz boyunca Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Akkuyu Nükleer A.Ş ve Rus Devlet Şirketi Rosatom’un büyük katkıları var. Onların desteğini ve gücünü her zaman arkamızda hissettik. Bu da bize güven veriyor. Türkiye’nin ilk nükleer mühendisleri olarak göreve hazırız! İlk Nükleer Santral da bize emanet…”

ÜNİVERSİTELER YENİ YENİ BİLİNÇLENİYOR

İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Enerji Bilgilendirme Müdürü Senem Şentürk, hükümetin nükleer konusunda Akkuyu Nükleer Santrali Projesi’nin arkasında durduğunu söyledi.

Üniversitelerin nükleer enerji konusunda bilinçlendirme çalışmaları yürüttüklerini vurgulayan Senem Sentürk, “halk nükleer konusunda bilinçli değil ve kulaktan dolma bilgilerle yorum yapıyor. Nükleer konusunda oluşan yanlış mitlerle mücadele ederek en aza indirmeye çalışıyoruz. İTÜ BM’de hem çocuklarımızı eğlenceli bir ortam hazırlayarak nükleer konusunda bilgilendiriyoruz hem de yüksek öğrenime yönlenecek  öğrencilere nükleer alanında bilgiler veriyoruz. Türkiye hükümeti Akkuyu’ya destek veriyor. Üniversiteler yeni yeni bilinçlenerek, öğrencileri nükleer konusunda yüksek mühendis olması için yönlendiriyor. “diye konuştu.