HER 100 KIZ ÖĞRENCİDEN 40’I LİSEYE GİDEMİYOR…
TÜRKİYE EĞİTİMİ ERKEN TERK ETMEDE AVRUPA BİRİNCİSİ
KIZ ÖĞRENCİLERE GÖRE DAHA AVANTAJLI OLSALAR DA ERKEK ÖĞRENCİLERDE DE MEVCUT DURUM OLUMSUZ. TÜRKİYE EĞİTİMİ ERKEN TERK ORANINDA HEM KIZ HEM ERKEK ÖĞRENCİLER AÇISINDAN AVRUPA BİRİNCİSİ.
AVRUPA KOMİSYONU’NUN ‘AVRUPA’DA EĞİTİMİ ERKEN TERK DURUMU’ RAPORU tÜRKİYE’NİN HALEN KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNDE YETERİNCE BAŞARI SAĞLAYAMADIĞINI ORTAYA KOYDU. RAPORA GÖRE TÜRKİYE’DE KIZ ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 40’ı EĞİTİMİ ERKEN TERK EDİYOR.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Avrupa Komisyonu’nun ‘Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu’ başlıklı Kasım 2014 tarihli raporundan derlediği verilere göre, Türkiye kız öğrencilerin eğitimi erken terk etme oranında açık ara Avrupa birincisi oldu.
Verilere göre, 2013 yılında Türkiye’de kız öğrencilerin yüzde 39,9’u lise ve dolayısıyla yükseköğrenim aşamalarına geçemeden eğitim sürecini terk ediyor ya da terk etmek zorunda kalıyor. Bu da her 100 kız öğrenciden 40’ının eğitimin ileri aşamalarından, sonuç olarak da büyük çoğunluğunun istihdamdan yoksun kalması anlamına geliyor.
Türkiye bu oranla Avrupa’da açık ara birinci olurken, eğitimi erken terk etme oranında Türkiye’nin ardından ikinci konumdaki İspanya’da bile kız çocukların eğitimi erken terk oranı, Türkiye’nin oranına kıyasla 20 puan daha düşük bulunuyor. AB 28 ortalaması ise yüzde 10,2 ile Türkiye’nin dörtte biri düzeyinde. Kız öğrencilerin eğitimi erken terk oranı yüzde 2,6 ile en düşük Slovenya’da kaydedildi.
ERKEK ÖĞRENCİLERDE DE DURUM ÇOK FARKLI DEĞİL
Türkiye erkek öğrenciler açısından da umut vaat etmiyor. Lise ve üniversite eğitimi alma şansları kızlara göre daha yüksek olsa da, erkek öğrenciler de yüzde 35 gibi büyük bir oranda eğitimi erken terk ediyor. Türkiye bu oranla erkek öğrencilerin eğitimi terk sıralamasında yine Avrupa birincisi durumunda.
TÜRKİYE’NİN TERSİNE AVRUPA’DA KIZ ÖĞRENCİLER AVANTAJLI
Türkiye’de kız öğrenciler erkek öğrencilere göre eğitim açısından dezavantajlı durumunda bulunurken Avrupa ülkelerinde ise tam tersi gözleniyor. Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti hariç diğer Avrupa ülkelerinin tümünde okulu erken terk açısından kız öğrenciler daha avantajlı durumda. 28 üyeli AB’de 18-24 yaş aralığındaki, ortaokul diploması ile yetinmek zorunda kalan genç erkeklerin ortalaması yüzde 13,6 olurken, kızlarda bu oran yüzde 10,2 düzeyinde bulunuyor.
MÜCADELE BAŞLATILDI AMA YETERLİ DEĞİL
Avrupa Komisyonu’nun ‘Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu’ Raporu’nun Türkiye değerlendirmesine ayrılan bölümünde, “Türkiye’nin erken terkin üstesinden gelecek etkili bir stratejisi bulunmamaktadır” tespiti yapıldı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Avrupa Birliği finansal desteği ile Ekim 2013’te başlattığı ilköğretim kurumlarına devam oranının artırılmasını amaçlayan projenin eksiklerine işaret edildi.
Projenin sadece öğrencilerin sosyal hayattaki dezavantajlarına ve özel eğitim ihtiyaçlarına odaklandığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile işbirliği yapılarak devreye sokulan Şartlı Nakit Transferi uygulamasının da sadece muhtaç ailelerin çocuklarını desteklemeyi, onların ilk ve ortaöğretim programlarını özel finansal desteklerle takip etmeyi amaçladığına işaret edildi. Ayrıca mesleki eğitimi erken terk konusunda hiçbir önlem alınmadığı, eğitimi erken terkin üstesinden gelmek için diğer önlemlere başvurulmadığı, eğitim ve kariyer rehberliğinin ihmal edildiği kaydedildi.
“EĞİTİM POLİTİKAMIZ YENİDEN TASARLANMALI”
Rapora ilişkin TİSK değerlendirmesinde ise “Belirtilen oranlar ülkemiz eğitim politikasının enine-boyuna irdelenip, yeniden tasarlanmasını gerekli kılıyor” ifadeleri kullanıldı.
TİSK HAKKINDA
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), gönüllü teşkilatlanma esasına göre faaliyet gösteren ve Türk işverenlerini endüstri ilişkileri alanında yurtiçinde ve yurtdışında temsil eden tek üst kuruluş. 20 Aralık 1962’de kurulan Konfederasyona, ekonominin değişik sektörlerinde faaliyet gösteren 20 işveren sendikası üye. Bu işveren sendikalarına bağlı 9 bin 600 işyerinde, 1 milyon 230 bin çalışan istihdam ediliyor.
Türk sanayinin, yarım asrı aşkın süredir sosyal boyutunu temsil eden, “İşletmelerin Sesi” olma mantığı içinde faaliyet gösteren Konfederasyon, ulusal düzeyde sosyal taraf olarak üçlü temsil esasının geçerli olduğu (Ekonomik ve Sosyal Konsey, Üçlü Danışma Kurulu, Çalışma Meclisi, Türkiye İş Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu, TBMM’nin ilgili Komisyonları gibi) tüm platformlarda ve ulusal düzeydeki 50’ye yakın kurum ve kuruluşta işveren kesimini temsilen yer alıyor.
TİSK, uluslararası düzeyde de Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO), Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE), Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu (BUSINESSEUROPE), G20/B20 Süreci, OECD Nezdinde Ticaret ve Sanayi İstişari Komitesi (BIAC), Türkiye–AB Karma İstişare Komitesi (KİK), Akdeniz Özel Sektör Konfederasyonları Birliği (BUSINESSMED) ve Karadeniz ve Hazar Denizi Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonları Uluslararası Birliği (UBCCE) nezdinde Türk İşverenlerini temsil ediyor. TİSK hakkında detaylı bilgiye www.tisk.org.trinternet adresindenulaşılabilir.