İnşaat sanayicileri, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesiyle ilgili kanunu, ülkenin geleceği ve inşaat sektörü için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyor.
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamuoyunda “Afet Yasası” olarak bilinen kanunun uygulanması için inşaat sektörünün tüm gücünü ortaya koyacağını belirtti.
Yasanın, öncelikle “kamu-özel sektör- vatandaş barışı” içinde uygulanması gerektiğine işaret eden Koçoğlu, aksi takdirde riskin büyüyeceği uyarısında bulundu.
Koçoğlu, afet riskinin azaltılması için bugüne kadar kapsamlı bir çalışma yapılması konusunda geç kalındığını ancak kanunun konuyla ilgili büyük bir adım olduğunu ifade ederek, “Yeniden yapılacak yapıların dayanıksız, işlevsiz işletme maliyeti yüksek yapılar olması yeni sorunların oluşmasına yol açabilir. Ayrıca işin başında projesi fen ve sanat kurallarına uygun, çevre dostu binaların yapılması sağlanmalı” dedi.
Türkiye’de afetlere hazırlık kapsamında en önemli önleyici tedbirin, mevcut yapı stoğunun afetlere karşı güvenli hale getirilmesi olduğuna dikkati çeken Koçoğlu, şöyle konuştu:
“İşin bilincinde olan yurttaşlar içinde yaşadıkları konutları ve yaşam alanlarının güvenirliğini bireysel olarak sorguluyor, deprem tehlike riski ve bina güvenliği hesapları yaptırıyorlar. Sonucuna göre de bina güçlendirmelerini yaparak konutlarını afete karşı güvenli hale getirebiliyorlar. Ancak güvenlik olgusu ve güvenli yaşam alanlarının oluşturulması, bireylerin güvenlik anlayışına bırakılmayacak kadar önemli ve kamu otoritesinin düzenleme ve yönlendirmesine ihtiyaç duyan bir husustur. Bu bağlamda, afet riski altında bulunan alanların dönüştürülmesine ilişkin yasa büyük önem taşıyor.”
“Geç kaldık ama bu son olsun”
Koçoğlu, 16 milyon konutun ve bu konutlarda yaşayan insanın deprem riski altında olduğu göz önüne alındığında önlem açısından ne kadar geç kalındığının ortaya çıktığını vurgulayarak, “Hızlı şehirleşme, nüfus artışı, para kazanma hırsı, rant maalesef bu günlere getirdi. Deprem tetikleyici bir unsur. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz. Nitelikli, sağlam, dayanıklı, güvenilir konutlara, yapılara ihtiyacımız var” diye konuştu.
Ekonomiye ve istihdama büyük katkı sağlayacak
Şükrü Koçoğlu, depremin yanı sıra yangınlara müdahale edilmesine imkan tanımayan dar sokaklı, çarpık yapılaşma adalarının bulunması, ısıtma ve enerji gibi kullanma maliyeti yüksek, yalıtımsız, standart dışı konutlardan oluşan bir yapılaşmanın bulunması, ülke topraklarının yüzde 95’inin değişik risk ve oranlarda çeşitli afetlere maruz olmasının, konunun hassasiyetini artırdığını anlattı.
16 milyon konutun yaklaşık yüzde 20’sinin yıkılıp yeniden yapılacağı ve yüzde 40’ının güçlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında büyük bir kaynağa ihtiyaç duyulduğu dile getiren Koçoğlu, bunun da geniş bir iş hacmini beraberinde getireceğini, ekonomik gelişmelere ve istihdama büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Koçoğlu, yeni inşa edilecek yapılarda standartlara uygun malzeme üretimi ve kullanımı, belgeli usta işçiliği, sertifikalı proje ve yapım müteahhidi ile gerçekleştirilebileceğini belirten Koçoğlu, etkin yapı denetiminin de en önemli aşamayı oluşturduğunu aktardı.
Kaynak ihtiyacı büyük
Binaların kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi ve çeşitli etki ve riskler altında güçlendirilmesi, ısı izolasyonu açısından giydirilmesinin (mantolama), bina maliyetleri dikkate alındığında büyük kaynak ayrılmasını gerektirdiğini ifade eden Koçoğlu, şunları kaydetti:
“İnşaat şirketleri arasında arz ve talep, kaynak temin edilmesine göre rekabet oluşturacak. Kentsel dönüşüm, hem inşaat sektörü hem de vatandaşlar için bir fırsat niteliğinde. Kentsel dönüşüm yasası, Türkiye ve inşaat sektörü için yeni bir dönemin başlangıcı niteliği taşıyor. Çünkü Türkiye’deki konut stoğunun önemli bir bölümü kentsel dönüşüm çalışmalarından etkilenecek.”