İNTES BAŞKANI KOÇOĞLU: ”ARTIK TÜRKİYE’DE İNŞAAT SEKTÖRÜNE “KALICILIĞI HEDEFLEYEN, MESLEKİ SORUMLULUK TAŞIYAN, MÜHENDİSLİK BİLİM DALINA HİZMET ÜRETEN”LERİN EGEMEN OLMASI VE “İNŞAATI HARÇ VE TUĞLADAN” İBARET GÖREN AZINLIĞIN MÜTEAHHİT ANLAYIŞININ DEĞİŞMESİ GEREKİYOR.”
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası(İNTES) Başkanı Şükrü Koçoğlu; “Artık Türkiye’de inşaat sektörüne“kalıcılığı hedefleyen, mesleki sorumluluk taşıyan, mühendislik bilim dalına dayalı hizmet üreten”lerin egemen olmasıve “inşaatı harç ve tuğladan” ibaret gören azınlığın müteahhitlik anlayışının değişmesi gerekiyor. Her önüne gelen müteahhit olamamalı! Bu nedenle, kime müteahhit deneceği ve hangi nitelikleri taşıyanların müteahhitlik yapabileceği konusu da yapılacak önemli işler listesine alınmalı” dedi.
İNTES BAŞKANI ŞÜKRÜ KOÇOĞLU’NUN VAN DEPREMİNİN ARDINDAN YAPTIĞI AÇIKLAMA ŞÖYLE:
“Terörle yüreği yanan, şehitlerimizin ardından gözyaşı döken ülkemizin acısına Van’da meydana gelen deprem felaketi de eklendi. Öncelikle bölge halkına ve milletimize büyük geçmiş olsun. Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı ve sabır dileklerimizi iletiyoruz. Türk inşaat dünyası olarak, hepimizi derin bir üzüntüye boğan deprem felaketinde can kaybının artmaması en büyük temennimiz. “Deprem değil, bina öldürür” gerçeği ile bir kez daha karşılaştığımız bu felaketin son olmasını umut ediyoruz.
“Ders kitaplarında” öğretilen, ancak pratikte çok da dikkate alınmayan bir gerçekliğimiz var… Türkiye, deprem kuşağında yer alan ve yüksek risk taşıyan bir ülke… Kandilli Rasathanesi verilerine göre ölçülebilen ilk depremlerden biri olan 1903 Malazgirt Depreminden bu yana Türkiye 28 büyük deprem yaşadı, yaklaşık 80 bin insanını depremlerde kaybetti. Van depreminin gerçek yıkım tablosunu ise henüz bilemiyoruz. Türkiye, 1999 Kocaeli, Bolu-Düzce depremlerinden sonra bu konuda önemli mesafeler kaydetti. Ancak yaşadığımız son deprem alınacak daha çok yolumuz olduğunu ortaya koydu.
Depremin Türkiye’nin önemli bir gerçeği olduğunu artık kabul etmeli ve bu gerçekle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem bilincini ve depremden korunma yöntemlerini tüm kurum ve kuruluşlarla el ele vererek topluma anlatmak ülkemize olan temel sorumluluğumuz. Yaşanan her depremle beraber yeni can ve mal kayıplarıyla karşılaşmamak, yeni gözyaşlarına tanıklık etmemek için, herkesin artık üzerine düşen sorumlulukları “ertelemeden” sahiplenmesi ve yerine getirmesi gerekiyor.
Van depremi, doğal afetlerle mücadelede sığınılacak bir bahanemiz olmadığı gerçeğini çok acı bir şekilde ortaya koydu. Bina izni veren kamu görevlisinden ihaleye çıkan kuruma, inşaatı yapan firmadan evi alan vatandaşa, gerekli denetimi yapmayan denetim elemanına kadar herkesin yaşanan bu kayıplarda ve yıkımlarda sorumluluğu olduğunu unutmamak, Türkiye için yeni bir başlangıç noktası oluşturabilir.
Türkiye İstatistik Kurumu verileri ve bu konuda yapılan araştırmalar, Türkiye’deki konutların yaklaşık yüzde 40’ının kaçak bir başka deyişle gerekli denetimlerin yapılmadan inşa edildiğini gösteriyor. Bu denetimsiz konutlar, “patlamaya hazır bombalar” olarak, yüzde 98’i deprem kuşağında olan Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış durumda bulunuyor. Bu nedenle denetimlerin bir an önce yapılması ve kaçak olduğu tespit edilen binalarla ilgili gerekenin yapılması hayati önem taşıyor.
Yıkılan her bina, giden her canla beraber “neden biz” sorusunu sorduğumuz şu günler, “müteahhitlik” sektörünün yaşamsal önemini de bir kez daha ortaya koyuyor. Artık Türkiye’de inşaat sektörüne “kalıcılığı hedefleyen, mesleki sorumluluk taşıyan, mühendislik bilim dalına dayalı hizmet üreten”lerin egemen olması ve “inşaatı harç ve tuğladan” ibaret gören küçük azınlığın müteahhitlik yaklaşımının değişmesi gerekiyor. Her önüne gelen müteahhit olamamalı! Bu nedenle, kime müteahhit deneceği ve hangi nitelikleri taşıyanların müteahhitlik yapabileceği konusu da yapılacak işler listesine alınmalı.
İNTES Başkanı olarak bir çağrım da vatandaşlara ve kurumlara. Çocuklarınızı, çalışanlarınızı, ailenizi, kendi hayatınızı riske atmak istemiyorsanız; “İnşaatı harç ve tuğladan ibaret gören” ve tek derdi “para kazanmak” olanlarla değil, işini hakkını vererek yapan “gerçek müteahhitlerle” çalışın!
Depreme karşı; müteahhitlerden yapı denetim firmalarına, vatandaşlarımızdan mühendis ve mimarlara, yapı malzemeleri üreticileri ile satıcılarından tüm ilgili kamu kuruluşlarına kadar herkes bilinçlenmeli! Herkes bu acı gerçekle mücadelede ortak akılda buluşmalı!
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası(İNTES) olarak deprem gerçeği ile mücadelede elimizi taşın altına koymaya, sorumluluk almaya hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna duyuruyoruz.”