Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı M. Şükrü Koçoğlu:
“Bu ülke güvenli olmak zorunda!”
“Müteahhit kriterleri kentsel dönüşüm için de çok önemli”
“Şehirlerimizi ‘tek tip’e mahkum etmeyelim”
“Yabancılara mülk satışı ertelenen taleplerin Türkiye’ye hızla gelmesini sağlayacak”
“Libya’da yerel firmalara uygulanan ayrıcalık Türk firmalara da uygulanacak”
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı M. Şükrü Koçoğlu’nun Hürriyet Gazetesi Muhabiri Erdinç Çelikkan’a yaptığı açıklamada, kullanılmayan konut stoğunun fonksiyonel hale getirilmesi için ciddi, gerçekçi bir çalışma yapılması gerektiğini söyledi. Koçoğlu, “Her şehirde belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu ‘dış cephe komisyonları’ kurulmalı. Bu komisyonun onayından geçmeyen hiçbir yapıya izin verilmemeli” dedi. İNTES Başkanı M. Şükrü Koçoğlu’nun Hürriyet Gazetesi’ne yaptığı açıklama şöyle:
“Kentsel dönüşüm bizim için “geç ama yerinde bir karar” niteliği taşıyor. Deprem kuşağında yer alan bir ülkenin özellikle güçlendirme çalışmalarını çok önceden yapması gerekirdi. Ancak şuna seviniyoruz ve diyoruz ki, “Bugün bile geç sayılmaz!” Bu projenin hem çok büyük hem de çok zorlu bir proje olduğunun bilincindeyiz. İnşaat şirketleri olarak, böyle bir projeye doğrudan katkımız olacağı için de mutluyuz. İnanıyoruz ki, sektör olarak, “gururla” bu zorlu projenin altından kalkacağız.Kentsel dönüşümün maliyeti konusunda Hükümet yetkilileri yaklaşık bir envanter üzerinden bir açıklama yaptılar ve tüm projenin 400 milyar liraya ulaşabileceğini söylediler. Bu rakam maliyetin yüksekliğini zaten ortaya koyuyor! Ama bunun bir ‘zorunluluk” olduğunu hiç unutmamalıyız! Çünkü bu ülke artık yapı ve bina güvenliğine kavuşmak zorunda… Bu yüzden de inşaat sektörü olarak bu projeye başından beri destek verdik… Vermeye de devam edeceğiz
“Müteahhit kriterleri kentsel dönüşüm için de çok önemli”
Kaldı ki, bu kadar büyük ve gerekli bir proje, inşaat sektörü açısından da yeni bir dönemi ifade ediyor. Türkiye’de kullanılmayan konut stoğunun foksiyonel hale getirilmesi için ciddi, gerçekçi bir çalışmanın da mutlaka yapılması gerekiyor. Gerek yapı stoklarının afetlere karşı güvenli hale getirilmesi gerekse hasarlı ve riskli binaların yeniden yıkılıp yapılması inşaat sektörünü de canlandıracaktır. Ancak bu noktada müteahhitlik kriterlerinin hayati önemine dikkat çekmek istiyorum.Kentsel dönüşümde ‘kimin ne işi alacağı’ çok daha büyük önem taşıyor… Çünkü bu kadar büyük ve maliyetli bir proje, Türkiye’nin geleceğini de şekillendirecek. Bu konuda sıkıntıların bir an önce çözülmesi ve kriterlerin ‘açık bir şekilde’ yeniden belirlenmesi inşaat sektöründen önce Türkiye’yi ilgilendiriyor.Kentsel dönüşümde izlenecek en önemli yol, verilecek kararlarda inşaat sektörü ve yapı denetim firmalarıyla birlikte hareket etmek olacak. Bu hem sektörün yaratacağı katma değeri artıracak hem de “geleceğe yatırımın” en rasyonel şekilde gerçekleştirilmesine yol açacak.
“Şehirlerimizi ‘tek tip’e mahkum etmeyelim”
Kentsel dönüşümde amaç, sağlam, nitelikli yapılara kavuşmak. Ancak kent estetiği de en az nitelik kadar önem taşıyor. Şehircilikte “estetik ve kimlik” olmazsa olmaz koşul olmalı! Biz bu konuda çok büyük bir hassasiyet taşıyoruz. Kentleri dönüştürürken ‘tek tip’, estetikten yoksun yapılar yerine şehrin tarihi ve kültürel dokusuna uygun yapıların inşasının da hayati bir konu olduğuna inanıyorum. Biz bu konuda gereken uyarıları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Geçmişten günümüze gelen, yüzyıllara meydan okumuş nice sağlam ve estetik yapıya sahibiz. Sadece Mimar Sinan’ın güzel eserlerine bakmak bile bizim millet olarak zenginliğimizi ortaya koyuyor. Yüzlerce, binlerce yıl ayakta kalacak hem sağlam hem de estetik yapılar yapmalıyız. Atalarımız yapmış, biz de yapmalıyız! Kentsel dönüşümü güvenilir ve özgün kentler oluşturabilmek bir fırsata dönüştürmeliyiz! Lütfen şehirlerimizi ‘tek tip’e mahkum etmeyelim! TOKİ’ye bu konuda çok büyük bir sorumluluk düşüyor.
“Dış cephe komisyonları kurulmalı”
Her şehirde belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu ‘dış cephe komisyonları’ kurulmalı. Bu komisyonun onayından geçmeyen hiçbir yapıya izin verilmemeli! Şehirleri güzel ya da çirkin yapan yapıların dış cepheleridir. Binalar inşa edilirken, şehrin tarihi ve kültürel dokusuna uygun estetik dış cepheler şehri güzelleştirmeli…
Artık, Türkiye’nin 1 kuruşunu bile toprağa atmamalıyız! İyi bir planlama ve doğru bir politika ile kentsel dönüşüm süreci pek çok açıdan kazanç oluşturabilir…
“Ertelenen talepler gerçekleşecek”
Yabancılara mülk satışının, hem makro ekonomiye hem de inşaat sektörüne olumlu katkıları olacağına inanıyoruz. Zaten inşaat sektörünün büyüme ve istihdamdaki rolü ve payı bizi fazlasıyla mutlu ediyor. Sektörlerin ülkeye yarattıkları katma değerin artıyor olması, o ülkenin ekonomisi kadar sosyolojisine de bir katkı sağlaması anlamına geliyor ki, son veriler de de bu katkıyı gördük. Yabancılara mülk satışının önünün açılması hiç kuşku yok ki, ertelenen taleplerin Türkiye’ye hızla gelmesini sağlayacaktır. Sektörde satışların artmasının ekonominin canlanmasına doğrudan etkisi olacağına inanıyoruz. Bunun en önemli nedeni inşaat sektörünün 100’e yakın alt sektörü harekete geçiren bir özelliği sahip olması… O yüzden mütekabiliyet yasası ile inşaat sektöründe de önemli oranda bir sıçrama olacağını düşünüyoruz.
“Türk Müteahhitlerinin hakedişleri ile ilgili talimat verildi”
Bilindiği gibi Libya’da yerli firmaların hakediş alacaklarının yüzde 50’si ödeniyor. Aynı uygulamanın Türk firmalarına uygulanması için Hükümetimiz ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yürüttüğü çabalar sonuç verdi. Libya makamları, Türk müteahhitlik firmalarının yarım kalan projelerine bir an önce geri dönmeleri yolunda, ODAC (İdari Merkezlerin Geliştirilmesi Kurumu) tarafından yürütülen projeler ile ilgili yeni bir karar aldı. Buna göre, Libya’nın en büyük işveren idaresi konumundaki ODAC, Libya firmalarına uygulanan sistemin aynısının Türk firmalarına da teşmil edilmesi ve Türk firmalarının onaylanmış hakediş alacaklarının yüzde 50’sinin ödenmesi suretiyle iş başı yaptırılması yönünde Libya Başbakanlığı’ndan talimat aldı. Bu aşamada biz Libya Planlama Bakanlığı’nın Türk firmalarıyla temasa geçmelerini bekliyoruz. Bu kararın hayata geçmesiyle Türk firmaları Libya’da yerli firmalara uygulanan ayrıcalıktan yararlanacaklar ve yarım kalan projelere en kısa zamanda başlayacaklar.