Türkiye’nin göz hastalıkları ile ilgili en kapsamlı kongresi başladı.
Türk Oftalmoloji Derneği’nin(TOD) 47’inci Ulusal Kongresi, 6-10 Kasım tarihleri arasında Antalya- Kemer Rixos Sungate Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.
2 bin 500 kişilik dev kongreye, 200’e yakın yabancı hekim, katılıyor.
Tüm göz hastalıkları ile ilgili en son yeniliklerin ve gelişmelerin ele alınacağı kongre de aynı zamanda ‘iyi hekimlik’, ‘hekime şiddet’ ‘sağlık politikaları’ ve ‘sağlıkta hukuk’ konuları tartışılıyor.
Akdeniz Üniversitesi’nde yapılacak katarakt ameliyatı, uydu ile kongre merkezinden izlenildi.
TOD Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak: “Tıp, hekimlerin elinden alınıyor”
Türk Oftalmoloji Derneği’nin(TOD) 47’inci Ulusal Kongresi, 6 -10 Kasım tarihleri arasında Antalya- Kemer Rixos Sungate Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.2 bin 500 kişilik dev kongreye değişik ülkelerden de 200’e yakın göz hekimi katılıyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Yargıtay ve Türk Tabipler Birliği’nden davetlilerin ve Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinin katılacağı kongrede; diyabete bağlı göz hastalıkları, katarakt ameliyatlarında son gelişmeler, gözyaşı yetersizliği, göz içi kanamaları, retina yırtıkları, göz tümörleri, göz tansiyonu, sarı leke hastalığı ve göz plastik cerrahisi gibi birçok hastalık ve tedavi yöntemi ele alınacak.
TOD Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, son dönemde sağlık sistemine ilişkin ciddi kaygıları olduğunu belirterek, “Atatürk, ‘Beni Türk hekimlerine emanet ediniz’ demişti. Ama galiba Türk Tıbbı, Türk hekimlerine emanet edilemeyecek kadar kıymetli! Bu nedenle tıp, hekimlerin elinden alınmaktadır. Bir yandan başka ve yeni meslekler ihdas edilmeye çalışılmakta, bir yandan da, sistem, hekim dışı odaklara ve profesyonellere devredilerek bir ticaret alanı haline getirilmektedir” dedi.
35 yabancı hekim konferans verecek
Türkiye’nin göz hastalıkları ile ilgili en kapsamlı kongresi olan TOD 47’inci Ulusal Kongresi, dünyada alanlarındaki ünlü göz hastalıkları hekimlerinin katılımıyla aslında uluslararası bir nitelik taşıyor. Türki Cumhuriyetlerden hekimlerin yanı sıra, Singapur’dan, Hindistan’a, İspanya’dan, İtalya’ya, ABD’den Mısır’a kadar birçok ülkeden göz hekimleri, bu kongrede göz hastalıkları ve tedavisinde son yöntemleri tartışacaklar. Diğer ülkelerin hekimleriyle, 10 adet ortak panel düzenlenecek ve 35 yabancı hekim, verecekleri konferanslarda, göz hastalıkları ile ilgili dünyadaki son gelişmeleri aktaracaklar.
Çok hasta bakan hekimlerin hata yapma olasılıkları!
İlk gün Akdeniz Üniversitesi’nde yapılacak katarakt ameliyatının da uydu bağlantısı ile canlı izleneceği kongrede ele alınacak bir konu da ‘iyi hekimlik’ olacak. ‘Sağlıkta hukuk’, ‘çok hasta bakan hekimlerin hata yapma olasılıkları’, ‘hekime ve sağlık personeline şiddet’ konularının da tartışılacağı kongrede, son dönemin sağlık politikaları masaya yatırılarak, çözüm beklenen sorunlar irdelenecek.
Göz nekimleri dünya standartlarında hizmet veriyor
Kongreye ev sahipliği yapan Türk Oftalmoloji Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Türk sağlık sistemine ait çarpıcı verileri paylaşacak. Kongre ile ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Kaynak, Türkiye’de son dönemde diabet hastalığındaki artış ve toplumun yaşlanmasına bağlı olarak ‘yaşa bağlı sarı leke hastalığı’ ve göz tansiyonunda (glokom) belirli bir artış yaşandığını bildirdi. Türkiye’deki göz hastalıkları uzmanı hekimlerin dünya standartlarında hizmet verdiklerini anlatan Kaynak “Türkiye’de 68 üniversite, 24 eğitim hastanesi ve Sağlık bakanlığına bağlı 850 birimde göz hekimlerinin hizmetlerinde dünya standartlarına ulaşılmış durumda. Sayı ve kalite açısından son derece yeterli olan göz hekimlerimiz gurur kaynağımız. Ancak son dönem sağlık politikalarının sonuçları endişe verici ” diye konuştu.
Devlet hastaya resmi olarak 3 dakika zaman ayırabiliyor!
Son dönem sağlık politikalarının devletin bir hastaya resmi olarak ancak 3 dakika zaman ayırmasına yol açtığını belirten Kaynak, konuyla ilgili şu görüşleri savunuyor: “Ülkemizde sağlık alanı artık insanların sadece sağlık gereksinimlerini karşılamakla kalmamakta, artık sosyal, ekonomik ve hatta siyasal bir süreç halini almış görünmektedir. Bütün bunların sonucu olarak yılda 700 milyon gibi çok yüksek oranda hasta bakılmakta, günde 6 milyon randevu talep edilmektedir. Ve ne yazık ki artık toplumumuz, ‘şiddet toplumu’ olarak sıfatlanmaktadır. Toplumumuz okumuş yazmış insanlarına karşı şiddete özendirilmektedir. Ne yazık ki bu durum hekimlere yönelik sistematik bir şiddet uygulamasını da içermektedir.
Tababet emeğinin dışlandığı ve değersizleştirilmeye çalışıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Giderek artan ve çözümsüzleşen sağlık sorunlarının sorumlusuymuş gibi hedef gösterilen ve sanki bu sorunları çözmek için bu ülkenin hekimleri başarısız ve yetersiz olmuşlar gibi; yabancı hekime bel bağlanan bir dönemde, en iyi mücadelenin her yönüyle ‘iyi hekimlik’ olduğunda ısrar etmenin hala önemli olduğu kanısındayım”.