Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ:
“Bolu’da konut sektöründe ciddi bir atılım ve dönüşüm var”
“Bolu, ekonomik gelişme açısından örnek şehir”
Ayna Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yerlikaya:
“ Artık sektörü müşterilerin talepleri yönlendiriyor”
“İnşaatta geri dönüşüm modeli, Bolu’ya tarımsal kazanç olarak dönecek”
Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, Dünya Gazetesi Köşe Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, Ayna Yapı organizasyonu ile Bolu inşaat sektörünün önde gelen temsilcileri ile buluştu.
Dünya Gazetesi ve Ayna Yapı işbirliğiyle Gazelle Otel’de düzenlenen “Bolu’da İnşaat Sektörü” konulu toplantıda, sektörel sorunlar, beklentiler ve Türkiye’de inşaat sektörüne ilişkin gelişmeler aktarıldı. Ayna Yapı, Köroğlu Yapı Denetim, Makron Elektrik, Detay Mimarlık ve ZEİN Yapı Mühendislik temsilcilerinin katıldığı toplantıyı Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yönetti.
Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ ve Köşe Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, inşaat sektörüne ilişkin sorunlar ve Bolu’nun ekonomik tablosu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hakan Güldağ, Bolu’da inşaat sektöründe, ciddi bir gelişme olduğunu belirterek, Bolu’nun ekonomik gelişme açısından örnek bir şehir olduğuna dikkat çekti. Son dönemde genel olarak gayrimenkul yatırımının arttığını vurgulayan Hakan Güldağ, bu yansımanın etkilerinin en iyi Bolu’da göründüğünü ve sektöre canlılık kazandırdığını kaydetti. Güldağ şöyle konuştu:
“Bolu’da konut sektöründe çok ciddi bir gelişme var. Bu gelişmede, kentin gelir bakımından belli bir gelişmişlik seviyesinde olması, son dönemde çeşitli yatırım araçlarındaki gelir sıkıntıları ve Türk insanın geleneksel olarak gayrimenkul yatırımına olan iştahı ve merakı çok önemli rol oynuyor. Bunların hepsi, Bolu’da bir araya gelmiş ve konut sektöründe çok ciddi bir atılım oluşturmuş. Ama aynı zamanda bir de dönüşüm var. Var olan konut stoğunu Bolu yavaş yavaş terk ediyor. Yeni ve modern binalara doğru bir geçişi var. Bu durum hem şehirde üniversitenin olması ve öğrencilerin konut ihtiyacının giderilmesi, hem de Türkiye’de orta sınıfın gelişmesinin iyi bir örneğinin Bolu’da yaşanması ile görülüyor. Bu duruma ek olarak Bolu emekli kesimde belki Antalya kadar olmasa bile hem İstanbul ve Ankara’ya yakınlığı hem de temiz havası ve yeşilliği ile belli bir cazibe oluşturabilecek bir yer. Kentin gürültüsünden kaçanlar için uygun bir yer. Emekli kesiminde 1+1 dairlere dönüş yapacağını tahmin ediyorum. Aynı zamanda çekirdek ailenin sayısının artması ve bu duruma paralel olarak Bolu’da da hane sayısının artması gerçekten mükemmel bir fırtınanın doğmasına neden oluyor. Diğer taraftan, Bolu’da denetim firmaları da artan sayıları ile düzgün işler yapıyor. Bolu’da konut fiyatları belli bir yükselme içerisinde ama çok yüksek fiyatlara konut satışın gerçekleştirilmediği anlaşılıyor. Projelerin devam ettiği anlaşılıyor. Bolu’da dönüşümle beraber bir kabuk değişimi var. Bu değişim çok sağlıksız görünmüyor. Bolu’da bu dönüşümle birlikte ortaya çıkan iki sıkıntı var. Onlardan bir tanesi alt yapının yetersizliği. Bütün bu yapılaşmayı kaldıracak ölçüde bir alt yapının olmayışı, bu konuda bir yatırım yapılması önceliğini doğuruyor. Bir de konut sektörünün içinde bulunduğu büyümenin ilerleyen günlerde nasıl bir durumla karşı karşıya kalacakları konusunda düşünmeye itiyor. Firmaların, ilerleyen günlerde daha tedbirli olması gerekebilir. Bu arada gayrimenkul sektörüne ilgi gösteren yatırımcının da projeler bazında daha seçici hale gelmesi sektörü iyi okuyan sektör temsilcilerinin de kendi tedbirlerini almaları yönünde bir takım sinyalleri görmelerini sağlıyor.”
Toplantıda konuşan Ayna Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yerlikaya, inşaat sektörüne ilişkin genel değerlendirmelerde bulunarak, iş güvenliği, kayıt dışılık, sigorta primi, denetim konularına dikkat çekti.
“Şantiyelerde denetimler düzenli yapılmalı”
Yerlikaya, inşaatlarda denetimin iş güvenliği ve iş kazalarının önlenmesindeki öneminin altını çizerek, “Müfettiş ve denetimciler, üzücü bir olayın ardından denetime başlıyorlar. Olay yaşanmadan, şantiyeler denetlenmiyor. Denetimler düzenli yapılsa üzücü hikâyeler yaşanmaz ya da daha aza iner” dedi.
İnşaat sektörünün kayıt dışının yüksek olduğu bir sektör olduğuna dikkat çeken Yerlikaya, “İnşaat sektörü paranın çok olduğu bir sektör olarak değerlendirildiği için kayıt dışılıkta sığınak olarak gözüküyor. Ama artık tüm Türkiye’de olduğu gibi Bolu’da da sektör oyuncuları bir değişimden geçiyor. İşini ciddiye alan firmalar, kayıt altına giriyor. Sürdürülebilir olmayı hedefleyen firmalar daha özenli ve kurallara uygun davranıyor” şeklinde konuştu.
Bolu’nun konut kredisi kullanımında Türkiye’de ilk sırada olduğunu vurgulayan Yerlikaya, Bolu’da konut kredisi kullanımında yüzde 170’lik bir artış olduğunu, bu gelişmenin de sektöre olumlu yansıdığını söyledi. Yerlikaya, yerel bazda hizmet veren inşaat ve yapı şirketlerin, büyümek ve kurumsallaşmak zorunda olduklarını belirterek, “Büyük balık küçük balığı yer diye bir tabir var. O yüzden, ya büyüyeceksiniz ya da büyük firmalara yem olacaksınız. Biz yerel dinamikle ve ulusal anlayışla hareket ediyoruz” dedi.
“İnşaatta geri dönüşüm ile tarımsal kazanç”
Bolu’nun kentsel dönüşüm çalışmalarının gerçekleştirileceği iller arasında olduğunu belirten Ayna Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yerlikaya, bu konuda Bolu’nun taşıdığı özellikleri ile avantajlı bir şehir olduğuna ve önemli adımlar atıldığına dikkat çekti.
Bolu’nun Ankara ile İstanbul arasında olması, ulaşımın kolaylığı, birçok uygulamada pilot bölge olarak kullanılması ve Türkiye’nin en zengin ili olarak kendini gösterilmesinin çok büyük bir şans oluşturduğunu kaydeden Yerlikaya, Bolu’nun bunların yanı sıra, doğal ve tarihi güzellikleriyle de özellikli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
“Bolu’nun, ekonomik, sosyal ve doğal güzellikler açısından yaşam kalitesini yakalamış bir şehir” olduğunu belirten Yerlikaya, kentsel dönüşüm çalışmalarında sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak için, “inşaatta geri dönüşüm modeli” olarak isimlendirdiği modelin Bolu’da uygulanmasında zihniyet oluşması gerektiğini aktardı.
Yerlikaya şöyle devam etti:
“Bolu’da hızlı nüfus artışı ve hızlı şehirleşme nedeniyle konut üretimi, betonla tanışmamış arazilere kayıyor. Konut ya da yapı üreten firmalar, mevcuttaki atıl arazi deposu olan bölgeleri değerlendiremiyor. Özellikle ilk yerleşim merkezlerinde, miras yoluyla ikinci üçüncü hatta dördüncü kuşaklara geçmesiyle oluşan çok hisseli yapı, baba toprağı anlayışı gibi nedenlerle zorluk yaşanıyor. Bu durum, firmaları tarım alanlarına kaydırıyor. Değerli tarım arazilerimiz hızla tükeniyor. Kentsel dönüşümde ‘geri dönüşüm’ anlayışını sağlamalıyız. İnşaat sektöründe de ‘geri dönüşüm’ mantığının yerleştirilmesiyle birçok engeli aşabiliriz. Böylece tarımsal alanları imara açılmaz ve değerli arazilerimiz yapılaşmaya kurban edilmez. Kentsel dönüşüm sürecini tarımsal kazanca dönüştürmeliyiz.”
“Müşteriler artık daha bilinçli”
Depremden sonra, eski konutlarda değişimin ortaya çıktığını söyleyen Yerlikaya, “İnsanlarda, eski konutu dönüştüreyim, yeni konut alayım düşüncesi oluştu. ‘1+1’ ve ‘2+1’ gibi küçük dairelere olan talepler arttı. Türkiye’de müşteriler artık daha bilinçli, daha araştırmacı ve daha aktif konumdalar. Artık müşteriler bizi yönlendiriyor. Yeni gelişmeleri bu çerçevede iyi takip etmek, müşteri memnuniyetini ve beklentisini karşılayabilmek başarımızda önemli rol oynuyor” diye konuştu.