TÜDİS Başkanı ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı
Burak Uyguner:
“Deri ihracatındaki artış tesadüf değil”
“Deri sektörü, pazar çeşitlendirmesinde örnek sektör oldu”
“2014’de dış pazarların önemi daha da artacak”
- Deri sektörünün 2013 yılındaki yüzde 16,4’lük ihracat artışını değerlendiren TÜDİS Başkanı Burak Uyguner, sektörün yıllardır dış pazarlarda yaptığı yatırımların ve çalışmaların karşılığını aldığını ifade etti.
- İhracatın çok uzun bir koşu olduğunun altını çizen Uyguner, ihracatın yüzde 80’ine yakını İstanbul tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, “Anadolu’daki şirketlerin de ihracat odaklı bir zihniyette olması gerekir” dedi.
Deri sektöründeki 2013 yılı ihracat artışını değerlendiren Türkiye Deri Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜDİS) Başkanı ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner, yüzde 16,4’lük artışın kayda değer bir başarı olduğuna dikkat çekti. Sektörün dış pazarlarda yıllardır yaptığı yatırımların ve çalışmaların karşılığını aldığını vurgulayan Burak Uyguner, “Artık sadece Rusya ve Avrupa endeksli planlama yapılmıyor. Deri sektörü, ihracatta pazar çeşitlendirmesi konusunda örnek bir sektördür” dedi. Uyguner, 2014 yılında iç piyasada yavaşlama beklentisi olduğunu bu nedenle dış pazarların daha da önem kazanacağını söyledi.
2013 yılında genel ihracatta yüzde 0,01 artışa rağmen çift haneli büyüme başarısı gösteren deri sektöründeki ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 16,4 artarak 2 milyar dolara ulaştı. İhracatın yüzde 80’ine yakını İstanbul tarafından gerçekleştirilirken, en fazla ihracat yapılan ülke 508 milyon dolar ile Rusya oldu. 2013 yılına ait TİM kaynaklı deri ve deri mamulleri ihracat rakamlarını değerlendiren TÜDİS Başkanı ve Uyguner Deri Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner’in konuya ilişkin açıklaması şöyle:
Deri sektörü ihracatı 2009 yılında 1 milyar doların altına inmişti. Küresel krizin etkisi ile böyle bir düşüş yaşandı. Ancak atılan bilinçli adımlarla 2010 yılından sonra pazar ülkelerimiz çeşitlendi buna bağlı olarak da ihracat rakamlarımız arttı. 2013 yılı bu gelişmelerin somutlaştığı bir yıl oldu. Özellikle Avrupa’daki krizin derinleşmesi nedeniyle bizim için önemli bir pazar olan AB ülkelerine ihracatın düşme ihtimali çok yüksekti. Ancak Almanya ve İtalya gibi ülkelere yapılan ihracat geçen yıl da artış gösterdi. Bunun yanı sıra ülke ihracatındaki payımızda yüzde 1 den, yüzde 1,3 e yükseldi. Sonuçta deri sektörü önemli bir başarı yakaladı. 2023 yılı hedefimiz 5 milyar dolar. 2013 yılı verileri bu rakamın bir hayal olmadığını kanıtladı.
Rusya ve AB ile yetinilmedi!
Deri sektöründeki geçen yılki ihracat artışı gerçekten kayda değer bir artıştır. 2 milyar dolara yakın ihracat ve bir önceki yıla oranla yüzde 16,4, 2011 yılına göre bakıldığında ise yüzde 32’lik artış, bugünkü dünya konjonktüründe önemli bir başarı olarak kabul edilmeli. Sektörümüz yıllardır dış pazarlarda yaptığı yatırımların ve çalışmaların karşılığını almaya başladı. Artık sadece Rusya ve Avrupa endeksli ihracat planlaması yapılmıyor. Ayakkabı ihracatında yaşanan olumlu gelişmelerin sektörün genel ihracatının artmasında etkili olduğunu bir gerçek. 2013 yılında ihracatını 2012 yılına
göre yüzde 32,4 artırarak 730 milyon dolara çıkaran ayakkabı sektörü gelecek için de umut veriyor.
“Artık 200’e yakın ülkede varız!”
Gelinen noktada Almanya ve İtalya başta olmak üzere AB ülkelerinde olduğu kadar Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Hong Kong’a ihracatımızda da önemli artışlar elde ettik. Asya-Pasifik ülkeleri ‘ucu bucağı olmayan’ bir pazar… Rusya pazarı ise yüzde 26,7’lik payla sektör açısından stratejik bir pazar haline geldi. Şu anda Türk Deri Sektörü, 200’e yakın ülkede varlığını sürdürüyor. 2014 yılında Avrupa ekonomisindeki olası toparlanmanın etkisiyle bu pazara yönelik ihracatta da canlanma bekliyoruz. Deri sektörünün pazar çeşitliliği ile diğer sektörlere de örnek olduğunu düşünüyorum.
“Anadolu’da zihniyet değişimi gerekli”
İhracat verilerine baktığımızda İstanbul’un deri ihracatının tamamına yakınını gerçekleştirdiğini görüyoruz. Sektördeki pek çok şirketin merkezinin İstanbul’da olmasının böyle bir etkisi var. Bu durum doğal ancak Anadolu’daki şirketlerin de ihracat odaklı bir zihniyette olması gerekir. Yurt dışına yönelik mesai harcamak, temsilcilikler açmak ve buralarda çalışacak personel istihdam etmek gerekir. Yurt dışında satılan ürünlerin standartları ile iç pazara yönelik ürünlerin farklı olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Ben inanıyorum ki Anadolu girişimcisi de önümüzdeki dönemde bu anlayışı benimseyecektir. Birbirinden bağımsız atölye tarzı işletmelerin organize edilmesi de bu açıdan önemli ki bu tarz kümelenme modellerinin oluşmaya başladığını görüyoruz.
“2014’de ihracat daha da önemli hale gelecek”
Deri sektörü bu koşullarda bile Türkiye ihracatının yüzde 1,3’ünü oluşturuyorsa, kayıt dışı kesim ve ham madde problemlerinin çözülmesi halinde, bu payını da rahatlıkla artırabilecektir. Kayıt dışılık sorunu aslında sadece deri sektörünün değil tüm sektörlerin sorunu. Son yıllarda hükümetin bu konuda attığı adımları da göz ardı etmemek gerekir. Ancak deri gibi hammaddesi kıymetli olan sektörler merdiven altı üretime konu olmamalı. Türkiye’de kayıt dışı kesim sorunu sektörümüz için önemli bir risk. Büyük kesimhanelerin devreye girmesiyle ham derinin kayıt altına alınması sektörümüz ve ihracat artışı açısından önemli. Yarı mamul deri yerine katma değeri yüksek nihai ürün ihracatını artırmaya çalışması deri sektörünün temel ihracat stratejisi olmalıdır. 2014 yılında iç piyasada yavaşlama beklentisi olduğu için ihracat çok daha önemli bir amaç haline gelecektir. Bu yüzden yurt içinde sorunların çözümüne bu yıldan itibaren daha fazla önem vermek gerektiğini düşünüyorum.