Vertigo bir hastalık değil!
Baş dönmesinin bazı nedenleri yeni yeni anlaşılıyor!
Son dönemde sıkça işitilen ‘Vertigo’ kelimesinin aslında bir hastalık değil, yakınmayı tanımladığını belirten Türk Nöroloji Derneği (TND) Nöro-otoloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Neşe Çelebisoy, “ Vertigo yakınmasının altında değişik hastalıkların yattığını unutmamak gerekiyor” dedi.
Yıllarca teşhis konulamadan farklı ilaçlarla tedavi edilmeye çalışan baş dönmesi ataklarının migren ile olan bağlantısının son 10 yılda anlaşıldığını ifade eden Çelebisoy, bu tablonun çocuklarda da görülebileceğini söyleyerek ebeveynleri çocuklar konusunda dikkatli olmaya çağırdı:
“Başının döndüğünü söyleyen, oyununu bırakıp tutunmaya çalışan çocuğun, baş dönmesi migren öncüsü olabilir”
Nöroloji hekimlerine başvurunun en sık nedenlerinden biri olan baş dönmesinin bazı nedenleri yeni yeni anlaşılıyor. Türk Nöroloji Derneği (TND) Nöro-otoloji (Nörolojik nedenli işitme ve denge hastalıkları) Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Neşe Çelebisoy, son yıllarda çok sözü edilen Vertigo’nun (baş dönmesi) aslında bir hastalık değil bir yakınma olduğunu belirterek, “Vertigo yakınmasının altında farklı hastalıklar yattığını unutmamak gerekiyor” dedi. Yıllarca teşhis konulamadan uygun olmayan ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılan baş dönmesi ataklarının migren ile bağlantısının son 10 yılda anlaşıldığını ifade eden Çelebisoy, bu tablonun erişkinler yanında çocukları da etkilediğini belirterek ebeveynleri çocuklar konusunda dikkatli olmaya çağırdı.
Aynı zamanda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Neşe Çelebisoy, işitme ve denge sinirleri ile beyni ve beyinciği tutan hastalıkların nörolojik kökenli baş dönmesi ve denge bozukluğuna yol açtığını bildirdi.
Baş hareketiyle başınız dönüyorsa…
Baş dönmesi yakınmasının hekime başvuruda, baş ağrısından sonra ikinci sırada yer aldığını anlatan Çelebisoy, baş dönmesine neden olan hastalıklardan iç kulak kökenli olanların iyi huylu pozisyonel baş dönmesi (benign paroksismal pozisyonel vertigo) ve Meniere hastalığı olduğunu söyledi.
“Pozisyonel baş dönmesi, yatakta soldan sağa dönmek, başı yukarı kaldırmak gibi pozisyonlarla tetiklenen saniye-dakikalar süren ataklarla karakterlidir” diyen Çelebisoy, şu bilgileri verdi:
“İç kulaktaki denge ile ilişkili kristallerin bulunması gereken yerlerden ayrılıp serbestleşmesi ve baş pozisyon değişiklikleri ile yarım daire kanalları içinde dolanarak buradaki alıcı hücreleri uyarması sonucu ortaya çıkar. Bugün için baş dönmesinin en sık nedeni olarak bilinmektedir. Teşhis edilmesi hastaya muayene sırasında bazı manevraların yapılması ile mümkündür.
Saatler süren baş dönmesi ataklarına eşlik eden kulakta dolgunluk, çınlama gibi işitme değişiklikleri ise Meniere hastalığının ipuçlarıdır.
Denge sinirinin üst solunum yolu enfeksiyonları, vücut direncinde bozulma gibi durumları izleyerek ortaya çıkan hastalığı, denge siniri yangısı (vestibüler nörit) olarak bilinir ve nörolojik kökenli bir baş dönmesi nedenidir. Yavaş başlayıp giderek şiddetlenen ve günler boyu devam eden bir baş dönmesi atağı söz konusudur. İşitme değişikliği, çınlama bulunmaz.
Hayatında ilk kez başı dönmüş ve yakınmanın devam ettiği her hastada Nörologlar için ayırıcı tanı açısından en önemli tablolar beyin damar tıkanıklıkları ve beyincik kanamalarıdır. Bu nedenle özellikle baş dönmesi ile acil servislere getirilmiş her hasta öncelikle damarsal problemler açısından incelenmeli ve ancak bir damar hastalığı olmadığı kanıtlandıktan sonra iç kulak ya da denge siniri hastalıkları gibi iyi huylu tablolar düşünülmelidir”
En büyük suçlu migren!
Nöroloji açısından baş dönmesine en sık yol açan hastalığın migren olduğunu, yıllarca teşhis konulamadan farklı tedaviler verilen hastaların önemli bir bölümünün migren hastası olduğunun son 10 yılda fark edildiğini kaydeden Prof. Dr. Çelebisoy, bu gruptaki kadın hastaların erkek hastalardan 5 kat daha fazla olduğunu bildirdi.
Çocuklarda da baş dönmesinin sık karşılaşılan bir durum olduğunu ifade eden Çelebisoy, çocuklarda dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili şunları söyledi:
“İlginç şekilde bazen çocuklar şikayeti erişkinden çok daha net ve anlaşılır tanımlayabilmektedir. Oyun çağında ise hasta anlatamasa da aile çocuğun baş dönmesi atağı sırasında oyununu bırakıp tutunmaya ya da düşmemek için oturmaya çalıştığını ya da en yakınındaki kişiye sarıldığını söyler. Genellikle dakika-saat süren bu ataklar çocukluğun paroksismal vertigosu olarak adlandırılmaktadır ve bugün için bir migren öncülü olarak bilinmektedir. İleri yıllarda bu baş dönmesi atakları yatışırken yerlerini migren özellikli baş ağrısı atakları alır. Taşıt tutması, ailede migrenli kişilerin bulunuşu öykü sorgulanırsa büyük bir grup tarafından tanımlanmaktadır”
Hangi baş dönmesi hangi hastalığın habercisi? Nasıl tedavi edilir?
İyi huylu pozisyonel baş dönmesi: En sık görülen Nöro-otoloiik hastalık olan bu tabloda baş pozisyonu değişiklikleri ile uyarılan ve saniyeler süren baş dönmesi atakları söz konusudur. Bu ataklar ilaç kullanmadan düzeltici manevralarla yüzde 80-90 tedavi edilebilir.
Migren ile uyumlu baş dönmesi: Herhangi bir baş veya gövde hareketi ile ilişkili olmadan kendiliğinden ortaya çıkan ve dakikalar, saatler süren baş dönmesi atakları söz konusudur. Baş ağrısı baş dönmesi ataklarına eşlik edebilir. Ender olarak ağrı ve dönme atakları birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkar. Kişinin ailesinde migrenli bireylerin varlığı, çocukluk dönemlerinde taşıt tutması tanı koymada yardımcı ipuçlarıdır. Tedavide migren tedavisi için önerilen ilaçlar kullanılır ve atakların azaltılması sağlanır.
Meniere hastalığı: İşitme kaybı, kulakta çınlama ile giden ve saatler süren baş dönmesi atakları ile karakterlidir. Tedavide ilaçlar yanı sıra ilaç tedavisinin yetersiz olduğu olgularda, Kulak Burun Boğaz hekimlerinin uyguladığı girişimsel yöntemlerden yararlanılır.
Beyin ve damar hastalıkları: Ani başlayan ve ilk kez ortaya çıkan baş dönmesi, çift görme, yüz, kol ve bacakta uyuşukluk, güçsüzlük ile karakterli olan bu hastalıkta ender de olsa, tek başına baş dönmesi ve dengesizlik görülebilir. Beyin sapı ve beyinciği tutan kanama ve damar tıkanıklıklarının neden olduğu söz konusu tabloda, yaşamsal bölgelerin etkilenmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle özellikle acil servislerde görülen hastaların mutlak bir nöroloji hekimi tarafından değerlendirilmesi ve beyin damar hastalığı kuşkusu uyandıracak bulgular saptanması durumunda yatırılarak tedavi edilmesi gerekir.